
Esas No: 2016/29637
Karar No: 2019/7024
Karar Tarihi: 11.06.2019
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/29637 Esas 2019/7024 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalılar ile birlikte dava dışı ...’ın kullandığı kredisine müteselsil kefil olduklarını, borç ödenemeyince kredi borcunu kapatmak amacıyla ödeme yapmak zorunda kaldığını, bu şekilde borcu kapatan davacının diğer kefiller olan davalılar aleyhine başlattığını, icra takibine ise davalılar tarafından haksız yere itiraz edilerek takibin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., asıl borçlu olan ...’ın davacıya yapmış olduğu ödeme karşılığı olarak bir takım taşınmazlarını verdiğini, yapılan ödemenin bu şekilde karşılanmış olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı tarafça takibe dayanak yapılan dekontlarda bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi ... adına ödemelerin yapıldığı belirtilmiş olup, davacı üçüncü kişi ödemeyi kendi adına değil asıl borçlu Halil adına yapmış olduğu ve bu itibarla davacının davalılara karşı alacağını ileri sürmekte ve dava açmakta aktif husumet ehliyetinin olmadığı gerekçesi ile davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar vermiş; hüküm, davacı yanca temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dışı borçlu ...’ın kullanmış olduğu krediye kefil olması sebebi ile ödediği miktarın müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzalayan davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Borçlar Kanununun 587. maddesi gereğince kendi payından fazla ödeme yapan kefilin, diğer kefile, halefiyet yolu ile rücu hakkı bulunmaktadır. Dava konusu olayda da iş bu davanın tarafları olan kefiller, Kooperatiften alınan kredi nedeniyle müşterek borçlu ve müteselsil kefil durumunda olduklarından, davacının hissesinden fazla ödediği ve davalıların hissesine isabet eden borç miktarı kadar davalılara rücu hakkı mevcut olup, mahkemece kefalet sözleşmesine konu kredi borcu nedeniyle davacının ödediği miktar tespit edildikten sonra hissesi oranında diğer davalı kefillere rücu edebileceği alacak miktarı belirlenerek sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.