16. Hukuk Dairesi 2018/2339 E. , 2021/620 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "dava konusu taşınmazın niteliğinin belirlenmesi için tespit tarihi olan 2013 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri mühendisi tarafından inceleme yapılması gerekirken, tespit öncesine ait sadece 1995 yılına ait hava fotoğrafı üzerinde inceleme yapıldığı belirtilerek, taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın tespit tarihinden 20-25 yıl öncesinde kimler tarafından neye istinaden zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden, dava konusu taşınmazın tespit tarihine göre 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihinin ayrı ayrı saptanması; ziraatçi bilirkişi kurulunca, taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususlarının özellikle irdelenmesi ve bundan sonra toplanan deliller uyarınca karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davaların ayrı ayrı reddine, dava konusu 1204 ada 21 parsel sayılı taşınmazın ham toprak niteliği ile komisyon kararı gibi Hazine adına tapuya tesciline, taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin iptali ile yerine, "Bu parsel üzerindeki 50-55 aşı yaşlı 27 adet zeytin ağacı ile 30-35 aşı yaşlı 5 adet zeytin ağacı ... oğlu ..."a aittir." şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile birleşen dosya davacısı- davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun Geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Dava konusu 1204 ada 21 parsel sayılı taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının ...oğlu ..."a ait olduğu belirtilmek suretiyle, tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, dava konusu taşınmazın kullanımsız, çalılık ve kayalık olduğunu ileri sürerek, taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin kaldırılması istemiyle, ...’ı hasım göstermek suretiyle; ... oğlu ... ise, taşınmazın babası tarafından çalılıktan açılıp imar-ihya edildiğini, babası ölünce taşınmazın kendisine kaldığını ileri sürerek, taşınmazın adına tescili istemiyle Hazineyi hasım göstermek suretiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece yukarıda açıklanan bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda esasa ilişkin olarak hüküm kurulmuş ise de, dosya arasında bulunan nüfus kayıtları, komşu parsel tutanakları ve dosya kapsamından, taşınmazda lehine muhdesat şerhi bulunan kişinin, 1995 yılında vefat eden ...oğlu ... olduğu (davacı ... oğlu ...’ın dedesi), şerh sahibi ...’ın mirasçılarının da davada taraf olması gerektiği halde, Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak yöntemince taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Oysa ki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında re’sen göz önünde bulundurulmalıdır. Bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmadığı gibi, maddi hata sonucu bozma ilamında bu hususa değinilmemiş olması da taraflar lehine/aleyhine usuli müktesap hak yaratmaz.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davacı tarafa davasını, şerh sahibi ...oğlu ...’ın mirasçılarına da yöneltmek üzere süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde adı geçen mirasçılardan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirmeleri halinde delilleri toplanmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan yazılı olduğu şekilde davanın esasına ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacı ..."a iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.