3. Hukuk Dairesi 2021/4262 E. , 2021/7587 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı borçlu aleyhine tahakkuk eden kaçak elektrik borcu nedeniyle icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı; ... Tekstil San. ve Tic.Ltd.Şti. nin ortağı ve yetkili müdürü olduğunu, anılan şirketin davacı şirkete kayıtlı olarak elektrik alımı yaptığını, kendisinin ise tüketici olmadığını, borç yüklenemeyeceğini savunarak, davanın reddini ve davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile toplam 9.363,75 TL yönünden itirazın iptaline, fazlaya dair ve icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen karar davacı tarafın temyizi üzerine; Dairece verilen 14/12/2017 tarihli ve 2016/6996 E. 2017/17649 K. sayılı kararla; “...hükme esas alınan 19/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda, sayacın 2 fazının çalışmadığı tespit edildiğinden kaçak elektrik tüketim bedeli 2007X2=1014 kwh olarak bulunduğu ve bu değer dikkate alınarak hesaplandığı, bu hali ile raporda maddi hata yapıldığı belirtilerek, maddi hata yönünden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davacının talep edebileceği alacak olarak 17/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen 11.829,86 TL’nin esas alındığı, dava açıldıktan sonra davalı tarafından bir kısım ödeme yapıldığı gerekçesiyle; bakiye 5.595,73 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline, davacının fazlaya ilişkin 287,86 TL"lik talebinin reddine, ödenen 5.946,27 TL yönünden talebin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Uyuşmazlık; yargılama sırasında yapılan kısmi ödemeler nedeniyle davanın kısmen konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına mı yoksa bu ödemelerin infaz sırasında değerlendirilmesine mi karar verilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle belirtilmelidir ki, itirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin, davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi; davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
İtirazın iptali davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerekir. İşte bu nedenle borçlunun dava açıldıktan sonra yaptığı ödemeler veya borcu kabul beyanı mahkemenin yargılamayı devam ettirip davayı sonuçlandırmasına, takibe yapılan itirazda haksızlık durumuna göre inkar tazminatına hükmetmesine engel teşkil etmez. Ancak verilecek kararda, sonradan yapılan ödemelerin tahsilde tekerrüre meydan verilmemesi kaydıyla infazda nazara alınması gerektiği belirtilmelidir.
Somut olayda; dosya kapsamından, davacı tarafından davalı aleyhine asıl alacak 11.183,24 TL, gecikme zammı 547,97 TL, 98,65 TL gecikme zammı KDV’si üzerinden icra takibi başlatıldığı, dava açıldıktan sonra 07/10/2016 tarihinde 313,73 TL icra dosya masrafı, 2.488,84 TL ana para, 3.195,900 TL gecikme zammı, 575,28 TL gecikme zammı KDV’si açıklamalı toplam 6.260 TL tahsil edildiği, mahkemece ise, dosya masrafı hariç 5.946,27 TL yönünden talebin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmektedir.
Buna göre mahkemece; dava tarihi itibariyle talep edilebilecek alacak miktarı üzerinden değerlendirme yapılarak hüküm kurulması, davalının ifa ettiği kısmi ödeme tutarlarının hükmün infazı sırasında dikkate alınması gerekirken, ödemeye konu miktar bakımından davanın konusuz kaldığına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi