8. Hukuk Dairesi 2018/6887 E. , 2020/8275 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Kal Ve Ecrimisil, Tazminat
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, konusuz kalan elatmanın önlenmesi ile yıkım istekleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl ve birleşen dosyadaki ecrimisil ve tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili ile katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Dava dilekçesinde, davalı şirketin, mülkiyeti davacılara ait olan 141 ada 1 ve 22 parsel sayılı taşınmazlara 2006 yılı Kasım ayında haksız olarak el atıp, taşınmaz üzerindeki evi ve ağaçları yıkarak taş ve toprak doldurup şantiye haline getirdiği ileri sürülerek; taşınmazlara elatmanın önlenmesi ile üzerindeki yapıların kal"ine, yıkılan ev ile birlikte haksız kullanım sebebi ile 120.000 TL"nin ev için yıkım tarihinden itibaren, ecrimisil için her dönem sonundan itibaren işleyecek ticari (avans) faizi ile tahsili istenmiştir.
Birleşen dava dilekçesinde ise önceki dava tarihi olan 21.07.2011 tarihinden davalı tarafından taşınmazın tahliye edildiği 09.09.2013 tarihine kadar 15.000,00 TL ecrimisilin dönem sonlarından itibaren ticari (avans) faizi ile tahsili istenmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazı işgal etmediğini, taşınmazların kiralanarak kira bedelinin peşin ödendiği, taşınmazlara zarar verilmediği gibi faydalı işlemler yapıldığı belirtilerek davanın reddini savunulmuştur.
Mahkemece, asıl dosya üzerinden; elatmanın önlenmesi istemi yönünden halihazırda davalının müdahalesi olmadığından konusuz kalan talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil ve yıkılan evin bedeli isteminin ise kısmen kabulü ile toplam 20.150,70 TL"nin davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine, davacılar tarafından yapılan 1.521,05 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.153,20 TL"sinin davalından alınarak davacılara verilmesine, 367,85 TL"sinin davacılar üzerinde bırakılmasına, davacılar lehine 2.418,14 TL, davalı lehine ise 1.800,00 TL vekalet ücreti takdirine; birleşen dava üzerinden ise davanın kısmen kabulü ile 10.719,16 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin ise reddine, davacı tarafından yapılan 714,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 288,16 TL"sinin davalından alınarak davacılara verilmesine, 426,34 TL"sinin davacılar üzerinde bırakılmasına, davacılar lehine 1.800,00 TL, davalı lehine ise 1.903,14 TL vekalet ücreti takdirine dair karar davalı ile katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi, yapıların kal"i, tazminat ve ecrimisil; birleşen dava ise ecrimisil istemine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacılar vekili ile davalı vekilinin yargılama giderleri ile vekalet ücretlerine dair temyiz itirazları yönünden;
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 331. maddesinin birinci fıkrası “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine takdir ve hükmeder” şeklinde düzenlenmiştir. Ayrıca HMK madde 323/1-ğ bendinde "Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti" yargılama giderleri kapsamında sayılmıştır. Anılan maddeler doğrultusunda, davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen taraf yargılama giderlerini ödemekle yükümlü olacaktır.
Ayrıca Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi gereği anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.
İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, dava değerinin el atılan yer (kısım) ile talep edilen ecrimisil ve tazminat toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).
Bir davada davanın kabul ve red oranına göre yargılama giderleri paylaştırılır, kendisini vekil ile temsil ettiren taraflar lehine de kabul ve red oranına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ye göre vekalet ücreti takdir edillir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden asıl davanın, 120.000,00 TL (ecrimisil+tazminat) dava değeri gösterilmek sureti ile bu miktar üzerinden harç yatırılarak açıldığı, elatmanın önlenmesi yönünden ise keşfen belirlenen 321.541,61 TL üzerinden bozma sonrası peşin nispi harcın yatırıldığı böylece toplam değerinin 441.541,61 TL olduğu, birleşen dosyada ise 15.000,00 TL üzerinden harçlandırma yapılarak davanın açıldığı, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin asıl ve birleşen dosya için ayrı ayrı bu miktarlar üzerinden kabul ve red oranına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Elatmanın önlenmesi yönünden 21.07.2011 dava tarihinden sonra 09.09.2013 tarihinde davalının elatmaya son vermesi sebebi ile istemin konusuz kaldığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar doğrultusunda asıl davada, elatmanın önlenmesi yönünden davanın açıldığı tarih itibari ile davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği ve ön inceleme duruşmasından sonra elatmaya son vermiş olduğundan davayı kaybetmiş gibi yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği, reddedilen ecrimisil miktarı üzerinden de davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, yine birleşen dosya üzerinden dava değeri üzerinden kabul ve red oranına göre yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususlara riayet edilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Ne var ki, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bozma sebebi yapılmamış, hükmün aşağıda belirtilen kısımlarının HUMK"un 438/7. (HMK"nin 370) maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
(2) nolu bentte açıklanan sebeplerle asıl davaya dair hükmün (7) numaralı fıkrasının hükümden çıkartılarak yerine "Karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kendilerini vekil ile temsil ettiren davacılar lehine takdir olunan 26.451,48 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 10.737,94 TL nispi vekalet ücretinin ise davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine," ibaresinin yazılmasına;
Birleşen davaya dair hükmün (4) ve (5) numaralı fıkraların hükümden çıkartılarak yerlerine; "4-Davacılar rafından karşılanan 714,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 510,58 TL"nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye 203,92 TL nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kendilerini vekil ile temsil ettiren davacılar lehine takdir olunan 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine," ibarelerinin yazılmak suretiyle Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollaması ile HMK"nın 304. maddesi (1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası) gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 16.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.