20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3869 Karar No: 2016/7249 Karar Tarihi: 20.06.2016
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3869 Esas 2016/7249 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2016/3869 E. , 2016/7249 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada Ankara 14. Asliye Ticaret, Ankara 8. Asliye Hukuk ile Ankara 21. İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, işçi alacağının tahsili istemine ilişkindir. Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesince, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesince uyuşmazlığın hizmet akdinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Ankara 21. İş Mahkemesi tarafından ise taraflar arasında hizmet akdi bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 1/II maddesinde “Bu Kanun, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 5510 sayılı Kanunun 101. maddesi bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğini hükme bağlamıştır. Buna göre bir davanın iş mahkemesinde görülebilmesi için taraflar arasında işçi ve işveren ilişkisinin bulunması ve uyuşmazlığın bu ilişkiden kaynaklanması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, dava dışı sigortalı şirket ile müvekkili şirket arasında emniyeti suistimal sigorta poliçesi düzenlendiğini, sigortalı şirketin davalı çalışanı tarafından güveni kötüye kullanma-emniyeti suistimal sebebi ile zarara uğratıldığını, poliçe teminat miktarının sigortalıya ödendiğini, müvekkilinin TTK"nın 1301. maddesi gereğince sigortalının halefi konumuna geçtiğini ileri sürerek, poliçe bedeli olan 36.000.-TL"nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. 3 Temmuz 1944 tarihli ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 E. - 9 K. sayılı kararında bu husus "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı ... şirketinin, sigortalısının haklarına halef olarak, dava açtığı, davalının dava dışı sigortalının çalışanı olduğu, temel uyuşmazlığın işçi işveren ilişkisinden ve haksız fiilden kaynaklandığı, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yerinin iş mahkemeleri olduğu anlaşıldığından, davanın Ankara 21. İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Ankara 21. İş Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20.06.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.