15. Ceza Dairesi 2018/2647 E. , 2018/2234 K.
"İçtihat Metni" Dolandırıcılık suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 157/1, 52/2 maddeleri gereğince 1 yıl hapis ve 1.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Eskişehir 6. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 21/09/2017 tarihli ve 2016/58 esas, 2017/1127 karar sayılı kararına yönelik sanığın vaki temyiz istemi üzerine bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/01/2018 gün ve 2017/73259 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmiş, Dairemizin 13/02/2018 tarih ve 2018/485 Esas, 2018/903 Karar sayılı kararıyla temyiz isteminin süreden reddine karar verilmiştir.
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK.nın 308. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan itiraz üzerine dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE,
Dairemizin 13/02/2018 tarih ve 2018/485 Esas, 2018/903 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün 12/10/2017 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, her ne kadar sanık yedi günlük yasal süresi geçtikten sonra 23/10/2017 tarihinde hükmü temyiz etmiş ise de; hükümden önce 05/08/2017 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanununun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 291. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği; ancak bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay"dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK"un 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden, hükümde temyiz süresinin 15 gün olarak yazılması suretiyle sanığın yanıltılması nedeniyle, sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanık hakkında eylemi nedeniyle 01/11/2011 tarihli iddianeme ile dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından kamu davasının açıldığı, yapılan yargılama neticesinde mahkemenin 22/05/2012 tarih, 2011/627 E, 2012/423 K sayılı kararı ile dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü, özel belgede sahtecilik suçundan ise TCK"nın 44. maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, anılan karara karşı sanığın yapmış olduğu temyiz isteminin süresinden sonra olması nedeniyle mahkemece ret kararı verildiği ve sanığın bu ret kararını temyiz etmediği, o yer Cumhuriyet Savcısının yapmış olduğu temyiz isteminin ise sadece özel belgede sahtecilik suçundan verilen karara karşı olduğu, bu temyiz istemi neticesinde Yargıtay 11. Ceza Dairesi"nin 28/12/2015 tarih, 2013/25571 E ve 2015/32238 K sayılı ilamı ile özel belgede sahtecilik suçundan verilen kararın bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozma sonrası sadece özel belgede sahtecilik suçundan yargılamaya devam edilmesi gerekirken, hatalı olarak hem dolandırıcılık hem de özel belgede sahtecilik suçundan yargılama yapıldığı ve sahtecilik suçundan sanığın beraatine, dolandırıcılık suçundan ise mahkumiyetine karar verdiği, oysa ki 22/05/2012 tarihli ilk hüküm ile dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü aleyhine yasa yoluna başvurulmaması nedeniyle bu hükmün kesinleştiği, bu sebeple sanık hakkında 21/09/2017 tarihinde dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararının yok hükmünde sayılması gerekeceği, özel belgede sahtecilik suçundan verilen beraat kararının da temyiz kapsamı dışında olduğu anlaşıldığından;dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.