10. Hukuk Dairesi 2021/1669 E. , 2021/5042 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 01.12.1983 tarihinin davacının sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti ile davacıya 13.04.2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonrasında hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, aynı Kanunun 79/10 maddesi kapsamında bir günlük çalışmanın belirlenmesi davasıdır. Bu nedenle hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır.
Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece tarafların sunduğu deliller ile yetinilmeyerek, kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmek suretiyle, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
Bu amaçla hizmeti ortaya koyabilecek belgeler, varsa Kurum görevlileri tarafından düzenlenen rapor ve tutanaklar getirtilmeli, yine davalı iş yerinde aynı dönemde bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, gerektiğinde aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve bunların çalıştırdığı kimseler yeniden Kurum ve Kolluk marifetiyle yöntemince belirlenerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle iddianın somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanıp kanıtlanmadığı değerlendirilmelidir. (HGK 29.06.2005 gün ve 2005/21-409- 413, 23.12.2009 gün ve 2009/10-581-619, 10.02.2010 gün ve 2010/10-72-72, 21.09.2011 gün ve 2011/10-527– 552) Bu nedenle işyerinin gerçekten var olup olmadığı, Kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, işin niteliği eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Dosya kapsamından, davalı işveren tarafından belediyeden ihale ile alınan bir iş olduğu ve bu işle ilgili işyeri tescil edilerek Kuruma sigortalı bildiriminde bulunulduğu, davalı adına tescilli Biga Belediyesi kanalizasyon inşaatı ve onarım işlerinin sahte işyeri olduğuna dair kurumca yapılmış bir tespit veya denetim raporu bulunmadığı anlaşılmaktadır. Biga Belediyesinde dava konusu dönemde fen işleri amiri olarak çalıştığını belirten ... tarafından da 1982-1985 yılları arasında Biga Hamdibey Mahallesinde belediyece müteahhit ...’e kanalizasyon işleri yaptırıldığı belirtildiğinden,mahkemece bu tanığın tespite konu dönemde belediyede çalışması bulunup bulunmadığı hizmet belgesi ve sicil dosyası getirtilerek denetlenmeli, davacı adına işe giriş bildirgesi verilen 21187 sicil numaralı işyerinin dönem bordrosuna rastlanılmadığı Kurum tarafından bildirildiğinden,önceki bozma ilamında da belirtilen şekilde davalı adına aynı dönemde belediyeden alınan benzer işlerle ilgili olarak tescil edilen 21186,21188 ve 21189 sicil numaralı işyerlerinin dönem bordrolarında kayıtlı diğer tanıklardan ulaşılabilenlerin beyanlarına başvurulmalı, 01.12.1983 tarihli işe giriş bildirgesi ile sigorta sicil kartı üzerinde imza ve fotoğraf incelemesi yapılmalı, sigorta sicil numarasının hangi yılın serisi olduğu araştırılmalı davacının fiili çalışmasının varlığı hususunda kanaat edinecek düzeyde başkaca çalışanların varlığının araştırılması ile bordrolu çalışanların veya komşu olup da çalışma olgusunu bilebilecek şekilde tespit edilebilecek tanık beyanlarının alınmasından sonra ve re"sen araştırma çerçevesinde başkaca delillerin de incelenebileceği hatırda tutularak karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 12/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.