17. Hukuk Dairesi 2015/7627 E. , 2017/11814 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından ve süresinden sonra katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkilinin 22/04/2011 günü ... plakalı araç ile seyir halinde iken plakası tespit edilmeyen bir aracın sıkıştırması nedeniyle ... idaresindeki ... plakalı araca çarptığını ve her iki araç sürücüsünün hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle meydana gelen kazada müvekkilinin sol bacağının diz üstünden koparak sürekli iş göremez haline geldiğini, her ne kadar trafik tespit tutanağında kusur müvekkiline atfedilmiş ise de kazada müvekkiline isnat edilebilecek bir kusur bulunmadığını, kazaya karışan diğer araç sürücüsü ve yolcuların ifadesinin de bu yönde olduğunu, kazanın hemen sonrasında çekim yapan ... Haber Ajansının video kaydındaki tanık ifadelerinde arkadan çok hızlı gelen bir aracın bu kazaya neden olduğunun ifade edildiğini, bu ifadelere rağmen kaza tespit tutanağının müvekkilinin bilincini kaybetmiş halde ambulans ile hastaneye sevk edildiği anda tek taraflı olarak tutulduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında talebini 200.000 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili,davacı tarafın yaralanmasına sebep olan dava konusu trafik kazasının plakası belirsiz meçhul araç sürücüsünün kusurundan kaynaklandığının ispat edilmesinin gerektiğini, ..."nun tamamen ya da kısmen kusurlu olması durumunda müvekkilinin sorumluluğu kusur oranı ölçüsünden azalacağından kusur yönünden ... kanalıyla bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, davacının ..."dan tedavi ve maluliyet yardımı alıp almadığının ilgili makamlara sorulması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 200.000,00 TL tazminatın 10.000,00 TL"sinin dava tarihinden 190.000,00 TL"sinin ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili ile süresinden sonra katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekiline mahkeme hükmünün 14.01.2015 tarihinde, davalının temyiz dilekçesinin 11.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği; davacı vekilinin 09.03.2015 havale tarihli olup hükme ilişkin itirazlarını ileri sürerek yerel mahkeme kararını katılma yoluyla temyiz ettiği temyiz dilekçesinin, HUMK"un 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre ve HUMK"un 433. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra 09.03.2015 tarihinde temyiz defterine kaydedildiği anlaşıldığından, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, ..."ca da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin süresinden sonra yaptığı temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz dilekçesinin süre yönünden REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 10.420,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.