Esas No: 2020/16502
Karar No: 2022/3084
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16502 Esas 2022/3084 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuyla ilgili olarak tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûm edildiği, ancak kararın usulsüz olarak kesinleştiği ve zamanaşımı nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının düştüğü anlaşılmıştır. Mahkeme, Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi ve 7201 sayılı Kanun gereğince, tebligat çıkarılan adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu durumlarda tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, suç tarihinde 15-18 yaş aralığında bulunan sanığın eylemi için öngörülen cezanın türü ve yukarı sınırına göre, dava zamanaşımı süresinin 5 yıl 4 ay olduğu vurgulanmıştır. Kararın bozulmasına ve sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: Tebligat Kanunu'nun 10/2., 21/1. ve 21/2. maddeleri, 5320 sayılı Kanun'un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddeleri ile 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanığın yokluğunda verilen 02.04.2015 tarihli hükmün sanığın bildirdiği ve aynı zamanda MERNİS adresi olan adresine doğrudan Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereği tebliğ edildiği dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğu ve bu nedenle kararın da usulsüz olarak kesinleştirildiği dolayısıyla bu kararın kesinleşmediği, buna bağlı olarak da infaza ilişkin işlemlerin ve 04.01.2016 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun olduğu anlaşılmakla, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinin, 02.04.2015 tarihli kararına yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Suç tarihinde 15-18 yaş aralığında bulunan sanığın eylemine uyan suç için öngörülen cezanın türü ve yukarı sınırına göre, dava zamanaşımı süresinin 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 66/2. maddeleri gereğince 5 yıl 4 ay olduğu, karar tarihi olan 02.04.2015 tarihi ile temyiz inceleme tarihi arasında 5 yıl 4 aylık olağan zamanaşımı süresinin geçmiş bulunduğu anlaşılmakla, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA; 5320 sayılı Kanun’un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 14.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.