17. Hukuk Dairesi 2015/5889 E. , 2017/11796 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya ZMMS ile sigortalı aracın 20.09.2005 tarihinde davacı bisiklet sürücüsü ..."ya çarptığını, meydana gelen kaza sonucu ... sakat kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 12.10.2014 tarihli dilekçe ile talebini 28.341,00 TL.ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, derdestlik itirazı ile birlikte, 21.659,00 TL ödeme yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile, 28.341,00 TL maluliyet nedeniyle tazminatın temerrüt tarihi olan 30.12.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine karar verilmiş; karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... şirketi vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan kusur bilirkişisi raporunda dava dışı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğunun kabul edildiği, tarafları - talep konusu aynı olan, takipsizlik nedeni ile açılmamış sayılmasına karar verilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/213 E sayılı dava dosyasında yer alan Adli Tıp Kurumunun 21.06.2006 tarihli raporunda; dava dışı sürücü ... ... %75, davacı ..."nın %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla, bilirkişi raporları arasındaki kusur durumuna ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece, ... Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan çelişkilerin giderilmesi yönünde gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
3-Mahkemece, davacının maluliyet oranının belirlenmesi hususunda 09.04.2014 tarihli ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği (SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğü) denilmek suretiyle alınmış rapora göre davacının % 47.2 oranında daimi maluliyetinin bulunduğu kabul edilerek aktüer hesabı yaptırılmıştır. Hükme esas alınan raporda kaza tarihi olan 20.09.2005 tarihi itibariyle yürürlükte olan "Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü" hükümleri esas alınması gerekirken yazılış şekli gözetildiğinde tüzük hükümlerinin mi, yönetmelik hükümlerinin mi esas alındığının tespiti mümkün bulunmayan maluliyet raporunun hükme dayanak yapılması, yine az yukarıda yazılı olan ve açılmamış sayılmasına karar verilen dava dosyasında yer alan 11.06.2006 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı raporunda, “...davacının yaralanması neticesi oluşan arızasının, Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü Hükümlerine göre fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu cihetle maluliyet oranı tayinine mahal olmadığının...” belirtildiği anlaşılmakla, maluliyet raporları arasında çelişki bulunması nedeniyle de 09.04.2014 tarihli maluliyet raporunun hükme dayanak yapılması doğru olmamıştır.
O halde mahkemece, en yakın üniversitenin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından veya Adli Tıp Şube Müdürlüğünden "Sosyal Sigortalar Sağlık işlemleri Tüzüğü” hükümlerine göre davacının daimi işgücü kaybının tespiti yönünden rapor alınıp, tarafların kusur durumuna ilişkin çelişki de giderildikten sonra aktüer hesabı yaptırılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.