15. Hukuk Dairesi 2019/2719 E. , 2019/4299 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinin tasfiyesi amacıyla taraflarca düzenlenen mutabakatnamede maddi hata yapıldığı gibi yanıltıldıkları iddiasıyla ödenmeyen bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemlerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile takibin devamına, %40 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesine dair verilen karara karşı davalı tarafından temyiz kanun yoluna başvurulduğu, Dairemizin 2014/3438 Esas – 2014/6352 Karar ve 06.11.2014 günlü kararı ile kararın bozulmasına karar verildiği, bozma sonrasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile takibin devamına, %40 oranında icra inkâr tazminatına hükmedildiği, kararın davalı tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı yüklenici taraflar arasında imzalanan 02.04.2008 tarihli sözleşme ile davalı iş sahibine ait İstanbul ili, ... ilçesi, ... Beldesi, ... Mahallesi 685 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan inşaatın kaba inşaat kısmını yapmak üzere davalı ile anlaştıklarını, işin tasfiyesi amacıyla aralarında tarihsiz “Sözleşme Feshi ve Mutabakat” adlı belgenin düzenlendiğini, ancak bu belgede ödeme olarak gösterilen bir miktarda ödeme yapılmadığını, hata sonucu bu miktarın belgeye geçtiğini belirterek bakiye iş bedelinin tahsilini talep etmiş; davalı iş sahibi davacının mutabakatta belirtilenleri yerine getirmediği gibi ödeme konusunda hata hükümlerine dayanamayacağı iddiasıyla davanın reddini savunmuş; mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporu da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı iş sahibi tarafından temyiz edilmesi sonucunda Dairemizin
2014/3438 Esas – 2014/6352 Karar ve 06.11.2014 günlü kararı ile, davacının ödeme konusunda hata hükümlerine dayanarak mutabakatta yazılan miktarın doğru olmadığı iddiasının davacının basiretli tacir olması nedeniyle kendisine yapılan ödemeyi bilmek ve buna göre mutabakatnameyi imzalamak zorunda olduğu gerekçesiyle dinlenemeyeceği, mahkemenin mutabakat hükümleri uyarınca uyuşmazlığı çözümlemesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verdiği, mahkemece bozma ilamına uyulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen tarihsiz “Sözleşme Feshi ve Mutabakat” adlı belge incelendiğinde tarafların aralarındaki alacak ve borç ilişkisini tasfiye ettikleri anlaşılmıştır. Bozma sonrasında alınan bilirkişi kurulu ek raporu incelendiğinde, davacının yaptığı iş bedelinin 5.705.486,29 TL olduğu, bundan davalı iş sahibinin mutabakatta yer alan nakit ve çeklerle yapılan 2.629.213,00 TL ödeme dahil edildiğinde toplam ödemesinin 5.308.446,70 TL olduğu, sonuç olarak davacı yüklenicinin 397.039,59 TL bakiye alacağının kaldığı belirtilmiş, mahkemece bu miktar üzerinden davanın kabulü ile takibin devamına, % 40 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmiş, davalının davadan sonra SGK’ya ödediği 81.357,29 TL’nin infaz sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına karar verilmiş, ancak bozma ilamına uyulmasına karşın, bozma ilamında belirtilen fesih ve mutabakat metni içeriğine göre karar verilmemiştir.
Taraflar arasındaki mutabakatname incelendiğinde; SSK borcunun 79.373,00 TL olduğu, bu parayı iş sahibinin yüklenicinin alacağından düşeceği ve yüklenici adına SSK’ya ödeyeceği, ayrıca ceza veya faiz çıkar ise davalı iş sahibinin bunları da davacının alacağından keseceği düzenlendiği gibi, 85.000,00 TL imalât hataları nedeniyle kesilen ceza tutarının da davacı yüklenici alacağından kesileceği düzenlenmiş, bu miktarlar düşülerek davacı alacağı 1.072.472,59 TL bulunmuş, geri kalan bu miktarın da barter, çek, bono ve işçi ödemeleri yapılarak sonlandırılacağı anlaşılmıştır. Her ne kadar mahkemece davalı tarafından belediyeye 85.000,00 TL tutarlı cezanın davalı iş sahibi tarafından ödenmediği, SGK ödemesinin de davanın açıldığı tarihten sonra davalı tarafından yapıldığı gerekçesiyle davalı iş sahibinin bu alacak kalemlerinin davacının bakiye iş bedelinden düşülmemesine karar verilmiş ise de, taraflar arasında düzenlenen mutabakatnamede bu bedeller düşülerek davacı yüklenici alacağı hesaplandığından mutabakatnameye aykırı verilen karar doğru olmamıştır.
İş bu nedenle mahkemece yapılacak iş; kabul edilen 397.039,59 TL alacaktan belediyeye ödenecek olan 85.000,00 TL ceza ile SGK’ya ödenen 81.357,29 TL’nin düşülerek 230.682,30 TL’ye hükmedilmesinden ibarettir.
Yanlış değerlendirme sonucu verilen karar doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.