3. Hukuk Dairesi 2014/10115 E. , 2014/14619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekilince istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Temyiz eden davacı vekili Av.... geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin davalı şirkete ait üç ayrı hattı olduğunu, bedelini ödeyerek davalının bayiinden sanal kontör satın aldığını, ardından hatları başka bir operatöre taşıdığını, Bilgi Teknolojileri Kurumu Kararı uyarınca hatlarda kalan kontörlerin iadesini davalıdan talep ettiğini, davalı şirket iadeye yanaşmayınca 61.000 TL"nin tahsili amacıyla takip başlattıklarını iddia ederek takibe vaki itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının ticari amaçla hareket ettiğini, tüketici sayılamayacağını, bu nedenle görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olması gerektiğini, davacının hatlara yüklediği ve hatlarda kalan kontörlerin yüklü miktarda olması nedeniyle sahtecilik fiilinden şüphelendiklerini ve savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, BTK"na yapılan başvuruya gelen cevap ile abonelik sözleşmesini sahtecilik ve suistimal yoluyla ihlal eden kişilere karşı abonelik sözleşmesinde sahip olunan hakların kullanılabileceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile ... 30.İcra Müdürlüğünün 2012/3545 Esas sayılı icra dosyasındaki takibe itirazın kısmen iptali ile takibin 55.000,00 TL asıl alacak üzerinden bu miktara takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili için devamına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
HMK.nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca hakim; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakim, kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip olması, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir.
HMK’nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan ve Avukat bilirkişi tarafından hazırlanan 18.11.2013 tarihli rapora karşı davalı vekili tarafından verilen 09.12.2013 tarihli dilekçe ile itiraz edilmiş, bu itirazlar doğrultusunda mahkemece yeniden rapor alınmadan, bu davada uyuşmazlığı çözecek nitelikte, somut ve bilimsel veriler içermeyen ve Yargıtay denetimine de elverişli bulunmayan rapor esas alınarak karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece; önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik konusunda uzman bilirkişi kurulundan, davalının itirazlarını da karşılayacak, denetime elverişli bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, itiraza konu bilirkişi raporuna dayanarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen taraflar için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin yek diğerinden alınıp yek diğerine verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.