1. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/1561 Karar No: 2014/19611 Karar Tarihi: 15.12.2014
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/1561 Esas 2014/19611 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2014/1561 E. , 2014/19611 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın reddine ilişkin kararın, Daire’nin 16.02.2009 tarihli ve 2009/385 Esas, 2009/1852 sayılı kararı ile; çekişmenin temsil görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı hususunun açıklığa kavuşturularak giderilmesi gerekeceği, taşınmazı temlik alan davalının kısıtlının zararlandırıldığını bilen yada bilmesi gereken konumunda olup olmadığının tüm deliller toplanarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonunda yeniden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğar ve mahkemece yapılacak iş, bozma kararı doğrultusunda inceleme yaparak karar vermekten ibarettir. Somut olayda; mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmasına karşın, bozma kararının gereklerinin yerine getirildiğini söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma ilamında uyuşmazlığın niteliği vurgulanmak suretiyle izlenmesi gereken yol açıkça belli edilmiş, özellikle “ taşınmazı temellük eden davalının, kısıtlının zararlandırıldığını bilen yada bilmesi gereken konumunda olup olmadığının, tüm taraf delilleri toplanarak değerlendirilmesi” vurgusu yapılmıştır. Öte yandan; taşınmazın resmi akitle 84.000-TL’ye satıldığı, ancak vasi ile davalı arasında yapılan harici anlaşma ile satış bedelinin 35.000-TL olarak belirlendiği, taraflar arasında haricen düzenlenen belge olmasa idi akitte gösterilen bedelin davacı tarafça alındığının kabulünün zorunlu olduğu, ne var ki bu belge karşısında satış bedelinin 35.000-TL olarak kabulü gerekeceği ve bu belgede “…mahkemeye itiraz edilerek fiat düşürüldüğünde tapudan alım satım işlemi yapılacağı..” ibaresine yer verildiği, buna rağmen taşınmazın davalı tarafından satın alındığı, dolayısıyla davalının kısıtlının zararlandırıldığını bilen kişi olduğu sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacılar vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.