11. Hukuk Dairesi 2014/14107 E. , 2015/472 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada.....Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/03/2014 tarih ve 2012/99-2014/65 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 3, 29, 30, 32 sınıftaki ürünler için tescilli... esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, davalının 29. sınıftaki ürünler için .....nolu.... ibareli marka başvurusuna benzerlik, tanınmışlık ve iltibas tehlikesine dayanarak yaptıkları itirazın nihai olarak.... tarafından reddedildiğini ileri sürerek, ... kararının iptaline ve davalı markasının tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı.. vekili ve davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre davacı markalarının esas unsurunun... davalının başvuru konusu markasının ise.... ibaresinden oluştuğu, davalının markası bayan ismi olması nedeniyle tüketici kitlesi tarafından bütünsel olarak bakıldığında davacı markaları ile karıştırılmayacağı, markalar parçalara ayırarak değil de bütünsel olarak değerlendirildiğinde davalı markasının davacı markalarını çağrıştırmayacağı, taraf markaları arasında benzerlik ve karıştırma tehlikesi bulunmadığı, davalının başvuru konusu işareti ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantı kurmaya neden olacak benzerlik de olmadığı, benzerlik kıyaslamasında bilirkişi görüşüne itibar edilmediği, taraf markaları kapsamında aynı ve aynı tür mallar bulunmakta ise de markalar işaret anlamında benzer olmadıklarından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer sayılamayacağı, sadece tescil başvurusunda bulunmakla davalının kötüniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, marka tescil başvurusuna yapılan itirazın reddine dair ... ... kararının iptali, markanın tescili halinde hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Davacının itirazına mesnet markalarının “...” ve “...’......” ibaresinden, davalı şirketin başvurusunun ise “....” ibaresinden teşkil ettiği hususları
uyuşmazlık konusu değildir. Davacı vekili, diğer iddialarının yanında müvekkilinin markaları ile davalı şirketin tescilini istediği markanın benzer olduğunu, 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında karışıklığa neden olacağını ileri sürmüştür.
556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi hükmü uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescili için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescili için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal ve hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescili için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa, marka sahibinin tescile itirazı üzerine başvurunun reddine karar verilir.
İltibasın tespitinde, markaların farklılığından ziyade benzer kısımlarının değerlendirilmesi önemlidir. Marka hakkının ihlalinden söz edebilmek için, iltibas tehlikesi gerekli ve yeterlidir. Bu ihtimalin gerçekleşebilir olması önemlidir. Bunun tespitinde ortalama alıcılar dikkate alınacaktır.
Somut olayda taraf markaları dikkate alındığında davacı markalarının esas unsuru “...” ibaresinden oluşmaktadır. Davalı markasında ise esaslı unsur ve vurgu “...” kelimesindedir. Davalı şirketin marka başvurusunda “.” harfi dışında davacı markasından farklı bir harf bulunmamaktadır. Davalı başvurusu davacının markalarının esaslı unsurunu aynen içermekte ve davalı başvurusundaki “.” harfi her iki marka arasında ayırdediciliği sağlamaya yetmemektedir. O halde markalar arasında asli unsurlar, yazı karakteri, kullanılan renkler itibariyle benzerlik olduğu kabul edilmelidir. En azından, bu benzerliğin ortalama alıcılar arasında markaların sahibi firmalar arasında irtibat olduğu sonucunu doğurabilecek nitelikte bulunduğu benimsenmelidir.
Bu durum karşısında mahkemece, markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu kabul edilerek değerlendirme yapılması gerekirken ve uyuşmazlığın çözümünün özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği kabul edilerek uzman bilirkişilerden rapor alınmışken daha sonra bu rapora itibar edilmeyerek yazılı gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.