15. Ceza Dairesi 2018/2510 E. , 2018/2193 K.
"İçtihat Metni"213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na aykırı davranmak suçundan sanık ...’ın, 213 sayılı Kanun"un 4369 sayılı Yasa ile değişik 359/b-1, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 59/2 (iki kez) maddeleri uyarınca içtimaen 30 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/03/2004 tarihli ve 2002/368 esas, 2004/116 sayılı kararının infazı sırasında, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, 213 sayılı Kanun"un 359/b-1, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62 (iki kez) maddeleri uyarınca iki kere 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, toplam olarak 30 ay hapis cezasına mahkûm olmakla aynı Kanun’un 51. maddesindeki erteleme süresine girmediğinden anılan maddenin uygulanmasına yer olmadığına ilişkin aynı Mahkemenin 13/06/2005 tarihli ve 2002/368 esas, 2004/116 sayılı ek kararının Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 06/03/2009 tarihli ve 2009/1568 esas, 2009/2029 karar sayılı ilâmı ile bozulmasını müteakip, 213 sayılı Kanun"un 4369 sayılı Yasa ile değişik 359/b-1 ve 765 sayılı Kanun"un 59/2. (iki kez) maddeleri uyarınca iki kere 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmolunan hapis cezalarının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 2 yıl denetim süresi belirlenmesine dair İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/05/2009 tarihli ve 2009/126-2009/173 sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26.02.2018 gün ve 94660652-105-34-1860-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.03.2018 gün ve 2018/16958 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7/2. maddesinde yer alan “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” şeklindeki düzenleme ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanık lehine olan kanunun tespit edilerek bütünüyle uygulanması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında lehe bulunan 765 sayılı (mülga) Türk Ceza Kanunu hükümleri gereğince cezalandırılması cihetine gidildiği halde, 647 sayılı (mülga) Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 6. maddesi gereğince hapis cezasının ertelenmesi ve denetim süresinin yükümlülüklere uygun ve iyi halli geçirilmesi durumunda 765 sayılı (mülga) Kanun"un 95/2. maddesi gereğince cezasının esasen vâki olmamış sayılmasına karar verileceğinden, yerleşik hâle gelen Yargıtay içtihatlarına aykırı olarak hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı Kanun"un 51. maddesi gereğince ertelenmesinin sanık aleyhine sonuç doğurduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karma uygulama sonucunu doğuracak surette karar verilmesinde,
2- 5237 sayılı Kanun"un lehe olduğunun kabulü halinde anılan Kanun’un 53. maddesinde öngörülen hak yoksunluklarına da karar verilmesi gerekeceği, hükümde gösterilmese bile infazda nazara alınacağı dikkate alındığında 5237 sayılı Kanun"un aleyhe sonuç doğurduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma talebinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na aykırılık suçuna ilişkin olması ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6545 sayılı Kanunla değişik 14. maddesi ile 21.02.2018 gün ve 30339 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümüne ilişkin 09.02.2018 tarih ve 2018/1 sayılı kararına göre, kanun yararına bozma istemini inceleme görevinin Yargıtay’ın 11. Ceza Dairesine ait olduğu anlaşıldığından, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli daireye TEVDİİNE, 02/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.