12. Hukuk Dairesi 2017/3368 E. , 2017/11042 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlunun, yapılan ihalenin usulüne uygun olmadığını ileri sürerek feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, taraf teşkili tamamlanamadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
HMK."nun 114/1-d maddesi gereğince; tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlü olup, usulünce taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilemez.
Kesin süreyi düzenleyen 6100 sayılı HMK"nun 94/3. maddesinde; kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkının ortadan kalkacağı hususu düzenlenmiş olup, kesin süreye uyulmamasının yaratacağı sonuçların hatırlatılarak ilgilisinin uyarılması gerektiği esastır. Mahkemece, süre ve kesin süre ile ilgili verilecek ara kararı her türlü yanlış anlamayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler tereddüde yer vermeyecek şekilde teker teker belirtilmelidir. Bunun yanı sıra verilen sürenin yeterli olması, emredilen işlerin gerekli ve yapılabilir nitelik taşıması, ayrıca süreye uyulmamanın sonuçlarının açıkça hakim tarafından anlatılması, tarafların uyarılması da gereklidir.
Somut olayda, mahkemece, 21/03/2014 tarihli ara karar ile tebligat evraklarının tercüme ettirilmesi amacıyla davacıya bir hafta kesin süre verilmesine ve duruşmanın bu durum göz önüne alınarak tebligatın dönebileceği ileri tarihli bir güne bırakılmış olmasına rağmen davacı tarafça, bu usulü eksikliğin verilen süre içerisinde tamamlanmadığı, dolayısıyla taraf teşkili henüz sağlanamadığından davanın usulden reddine karar verildiği, ancak mahkemece verilen kesin süreye ilişkin ara kararının usule uygun olmadığı, ara kararda davacıya kesin mehil verilirken yapılması gereken işler gösterildikten sonra ara kararının yerine getirilmemesi halinde ne gibi işlem yapılacağının (sonuçlarının) belirtilmediği görülmektedir.
Bu durumda, HMK.nun 94. maddesi gereğince usulüne uygun kesin mehil bulunmadığından ve böyle bir ara kararını yerine getirmeyen davacının, bu durumun sonuçlarından sorumlu tutulması mümkün olmadığından, mahkemece davacı tarafından kesin
süre içinde tebligat evraklarının tercüme ettirilmemesi nedeniyle taraf teşkilinin tamamlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.