15. Ceza Dairesi 2018/2637 E. , 2018/2191 K.
"İçtihat Metni"Nitelikli dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlarından sanık ..."nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/2, 155/1, 62/1 (iki kez) ve 52. maddesi (iki kez) gereğince 2 yıl 1 ay hapis, 1 yıl 15 gün hapis, 2.500,00 Türk lirası ve 1.240,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.03.2016 tarih ve 2013/177 esas, 2016/86 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, hükümlü tarafından 02.12.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesiyle uzlaşma hükümlerinde yapılan değişiklik nedeniyle, lehe hükümlerin uygulanması talebinin reddine ilişkin Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.03.2017 tarih ve 2013/177-2016/86 sayılı ek kararına yapılan itirazın kabulü ile anılan ek kararın kaldırılmasına dair Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.04.2017 tarih ve 2017/862 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 28.02.2018 gün ve 94660652-105-35-10884-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.03.2018 gün ve 2018/18057 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.04.2017 tarihli kararında nitelikli dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlarının uzlaşma kapsamında olmadığı, ancak bahse konu suçlardan ayrı zamanda işlenen hakaret ve tehdit suçlarının uzlaşma kapsamında olduğu belirtilerek hüküm fıkrasında itirazın kabulüne, hakaret ve tehdit suçlarından verilen cezaların infazının durdurulmasına karar verildiği, anılan kararda açıkça güveni kötüye kullanma suçu açısından ret kararı verilmese de, zımnen anılan suç yönünden itirazın reddine karar verildiği düşünülerek yapılan incelemede,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde, 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile üçüncü fıkrasında yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresi madde metninden çıkartılarak, yargılama konusu mala zarar verme suçu gibi etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen şikâyete tâbi suçların da uzlaştırma kapsamına alındığı, bahse konu kanun değişikliğinin karar tarihinden sonra yürürlüğe girdiği, 5271 sayılı Kanun’un 253/3. maddesinin 2. cümlesinde, "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz." şeklinde düzenleme bulunduğu, sanığın müşteki ..."a ait cep telefonu ve bilgisayarı tamir ettirmek için kendisinden alarak iade etmemek suretiyle işlediği güveni kötüye kullanma suçu ile yine adı geçen müştekinin kardeşini, ... ...."i tanığından bahisle ve Tarım Bakanlığı müsteşarı ile telefonda görüştüğü izlenimi vererek anılan Bakanlıkta işe aldıracağı vaadiyle müştekinin toplam 19.900,00 Türk lirasını alarak işlediği uzlaşma kapsamında olmayan nitelikli dolandırıcılık suçlarının birlikte işlenmediği değerlendirildiğinden, sanığın üzerine atılı güveni kötüye kullanma suçunun da uzlaştırma kapsamında olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın, internet ortamında tanışıp duygusal ilişkiye girdiği şikayetçinin evinde kaldığı sırada... ...’in dayısı olduğunu, bu nedenle kardeşine bakanlıkta rahatlıkla iş bulabileceğini söylemek suretiyle ondan toplamda 20.000,00 TL para aldıktan sonra aynı zamanda evden çıkacağı sırada şikayetçinin oğluna ait bozuk telefon ile bilgisayarı tamir ettireceğini beyan ederek alıp götürdüğü ve bir daha geri getirmediğinin anlaşıldığı olayda; sanığın kamu görevlisiyle ilişkisi olduğunu söyleyip menfaat temin ettikten sonra, telefon ile bilgisayarı da tamir ettireceğini beyan ederek götürmesi nedeniyle her iki suçun birlikte işlendiği anlaşıldığından, Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.04.2017 gün ve 2017/862 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin CMK’nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, 02/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.