MAHKEMESİ : Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2012
NUMARASI : 2010/322-2012/502

R.. E.. ile A.. M.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 13.12.2012 gün ve 322/502 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, tapuda davalı adına kayıtlı bulunan dava konusu parsel sayılı taşınmazın 400 m2"lik bölümünü, vekil edeninin 18.05.1995 tarihinde haricen satın ve devraldığını açıklayarak, taşınmazın 400 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun biçimde tebliğ edildiği halde, yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ve Fen Bilirkişisi S.. K.."ın 10.02.2012 havale tarihli raporunda belirttiği A rumuzu ile gösterilen 400 m²"lik kısmın davacı adına tapuya tesciline, geriye kalan kısmın kayıt malikleri adına tesciline karar verilmesi üzerine, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Mahkeme"ce yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; Mahkeme"nin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; dava konusu sayılı parsele ait tapu kaydının incelenmesinde; Kaş Kadastro Mahkemesi"nin 25.10.1992 tarih 1988/888 Esas, 1992/116 Karar sayılı ilamına istinaden 21610/300094 payı davalı A.. M.. adına, kalan kısımlar dava dışı gerçek kişiler adına 27.08.1994 tarihinde tescil edilmiş, ardından 18.08.2010 tarihli satım sonucu 1485/30094 payı davalı A.. adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmaz haricen satışa konu edildiği 18.05.1995 tarihinde tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı TMK"nun 706, 6098 sayılı TBK"nun 237, 818 sayılı BK"nun 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK"nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şartıdır. Bu husus 6098 sayılı TBK"nun 237.maddesinde “Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” Şeklinde açıklanmıştır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekirken resmi şekil şartına uyulmaksızın adi yazılı şekildeki harici satışa değer verilmek suretiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de; dava konusu taşınmazın İmar Kanunu"na ve kamu düzenine aykırı olarak pay karşılığı taşınmazın zemindeki bölümünün ifrazen tescili sonucunu doğuracak şekilde tapu iptali ve tescil kararı verilmesi de doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 1.455,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.