12. Ceza Dairesi 2015/4302 E. , 2016/4866 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
Hüküm : Beraat
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay öncesinde, katılanın, avukat olan sanığı adli işlerini takip etmek için vekili olarak tayin ederek yetkilendirdiği, ancak aralarında çıkan anlaşmazlıklar üzerine, sanığı vekillikten azlettiği, sanığın, katılan tarafından vekillikten azledilmesine rağmen, katılanın hukuki ilişki içerisinde olduğu tanık ...’e kendisini katılanın avukatı olarak tanıttığı ve katılanın tanık ...’e sattığı iş yerinin satış fiyatını sorduğu olayda,
Sanığın, kendisini üçüncü kişilere katılan vekili olarak tanıtarak, katılanın malvarlığına dair bilgi elde etmesi biçimindeki eylemleri, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu değil, TCK"nın 136. maddesinde düzenlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu kapsamında değerlendirilebilir ise de, katılan ve sanık arasındaki önceye dayalı vekalet ilişkisinden kaynaklanan, sanığın katılanı zarara uğrattığı iddasıyla, sanık hakkında, görevi ihmal suçundan kamu davası açıldığı ve sanığın, ... 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/271 esas ve 2012/485 karar sayılı kararıyla yargılanarak mahkum olması, sanığın “Müştekinin benim hakkımdaki şikayeti üzerine de ... 4 Ağır Ceza mahkemesinin 2012/271 Esas sayılı dosyasında görevi ihmal suçlaması ile ilgili dava açıldı. Oradaki davada ağır ceza mahkemesinde müşteki 6.000 TL ye aldığı yeri 8.000 TL ye sattığını, alım satım harçları nedeniyle zarar ettiğini söylediği için ben söz konusu taşınmazı kaç paraya sattığını ispatlamak için ... Murat ile görüşüp şahitlik yapmasını istedim” şeklindeki savunması dikkate alındığında, sanığın katılan hakkında elde ettiği bilgileri üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmediği, sanık olarak yargılandığı davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın, atılı suçun unsurlarının oluştuğuna ve mahkumiyet istemine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında beraat hükmü kurulurken, uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde yer alan “BERAATİNE,” ibaresinden önce gelmek üzere, hüküm fıkrasına “CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince” ibaresinin ilave edilmesi ve hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.