17. Hukuk Dairesi 2015/5159 E. , 2017/11767 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12/12/2017 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalılar ..., ..., ... vekili Av. ... geldiler. Davalı ... tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekileri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı banka tarafından dava dışı ... ... Ltd. Şti."ne 17/06/2011 tarihinde 100.000,00.-TL meblağlı genel kredi taahhütnamesine istinaden ticari kredi kullandırıldığını, davalılardan ..."ın ise taahhütnameyi müşterek borçlu - müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, süresi içerisinde borcun ödenmemesi üzerine ... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/3205 D.İş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı alındığını ve ... İcra Müdürlüğü"nün 2013/7853 sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, takibin kesinleştiğini, borçluların ve kefilin adreslerinde haciz tatbik edilmek istendiğini, ancak, haczi kabil mal bulunamadığını, ayrıca, borçlular adına taşınmaz kaydına da rastlanılamadığını, ancak, kredi kullanımından hemen sonra, 05/12/2011 tarihinde ... - ... - ... Mahallesi"nde bulunan, tapuya 835 ada, 14 parselde kayıtlı
taşınmazın A Blok, 4 Kat 4 nolu meskeninin davalı ..."na 85.000,00.-TL bedelle satıldığının ve davalılardan ... ile ... lehine intifa hakkı tesis edildiğinin belirlendiğini, davalılar arasındaki bu tasarrufun İ.İ.K."nun 278/2. ve 280. maddesine göre iptale tabi olduğunu, buna göre, davalılar arasındaki tasarrufun iptaline, ... . İcra Müdürlüğü"nün 2013/7853 sayılı dosyasından kaynaklanan alacak ve ferileriyle birlikte cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ..., ... ve ... vekili cevap dilekçesi ile, öncelikli olarak geçici veya kesin aciz vesikası bulunmadan dava açıldığı hususunun dikkate alınması gerektiğini, öte yandan, davanın 05/12/2011 tarihli tasarruf tarihinden 2 yıl geçtikten sonra açıldığını, bu nedenle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, borcun doğum tarihinin de tasarruf tarihinden sonra olduğunu, bunun dışında müvekkillerinin taşınmazı emlakçılıkla uğraşan ... aracılığıyla aldıklarını, satıcı konumundaki diğer davalı ... ile müvekkillerinin akrabalık bağlarının ve hatta daha önce tanışıklıklarının olmadığını, taşınmazın 670.000,00.-TL bedelle satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, bu davalının banka hesabına EFT yoluyla paralar gönderildiğini, ellerinde dekontların mevcut olduğunu, taşınmazın satın alınmasından sonra elektrik borçları, apartman aidatlarının müvekkilleri tarafından ödendiğini, keza, müvekkillerinden ..."nun diğer davalılar ... ve ..."ın çocuğu olduğunu, ... ve ..."ın edindikleri tüm taşınmazlarda çıplak mülkiyeti çocukları, intifa hakkını kendi üzerlerine tescil ettirmek suretiyle alım yaptıklarını, bu savunmalarına ilişkin diğer tapu kayıtlarını da ibraz edebileceklerini, bu nedenlerle, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesi ile, genel kredi sözleşmesinin niteliği itibariyle bir çerçeve sözleşmesi olduğunu ve bir limit belirlenerek bunun üzerinden istenildiği tarihte ve istenildiği vadede kredi kullanılabildiğini, ödeme yaptıkça da limitin tekrar yükseldiğini, adeta açık hesap mahiyetinde olduğunu, sözleşmenin bu özelliği dikkate alındığında tasarruf tarihi olan 05/12/2011 tarihinde müvekkilinin davacı bankaya borcu
olmadığını, dolayısıyla borcun doğumundan önce yapılan tasarrufun iptali için açılan davanın dinlenilemeyeceğini, tapu kayıtları incelendiğinde ... Bankası lehine %40 faiz oranlı 450.000,00.-TL bedelli ipotek bulunduğunun ve bu ipoteğin satış tarihi olan 05/12/2011 tarihinde kaldırıldığının görülebileceğini, öte yandan, diğer davalıların müvekkiline banka kanalıyla para gönderdiklerini, İ.İ.K."nun 278. maddesinin 1. ve 2. bendi ile aynı kanunun 280. maddesindeki şartların gerçekleşmediğini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dosya kapsamına göre,davalılar arasındaki tasarrufun resmi senette gösterilen değerinin gerçekten rayiç değerden düşük olduğu,ancak bununla beraber, ülkemizde hemen hemen her taşınmaz satışında rastlanıldığı üzere daha az harç bedeli ödemek amacıyla alıcı ve satıcının resmi senette gerçek değerden daha düşük bir miktarı satış bedeli olarak gösterdikleri, bu nedenle, resmi senette gösterilen değer ile taşınmazın rayiç değeri arasındaki farkın tek başına davanın kabulü için yeterli olmadığı, iddianın diğer delillerle de desteklenmesi gerektiği, ancak, celbedilen banka kayıtları dikkate alındığında davalı ..."ın hesabından aynı tarihlerde yüksek meblağlarda paraların çekildiği ve bir miktar paranın diğer davalı ..."ın hesabına EFT yoluyla gönderildiği, öte yandan, taşınmaz üzerinde ... Bankası lehine 450.000,00.-TL bedelli ve henüz 09/09/2011 tarihinde tesis edilmiş olan ipoteğin aynı zamanda satış tarihi olan 05/12/2011 tarihinde terkin edildiği, ... Nüfus Müdürlüğü"nden gelen 10/10/2014 tarihli cevabi yazıya göre davalılar Yüksel ve ..."ın mernis (yerleşim yeri) adreslerini dava konusu taşınmazın bulunduğu adrese taşıdıkları, dosyada mevcut elektrik, apartman aidatı gibi makbuzlara göre bu davalıların gerçekten dava konusu taşınmazda ikamet ettikleri ve tanık beyanları da dikkate alındığında davalılar arasında İ.İ.K."nun 278/III-2. maddesi veya 280. maddesi anlamında iptali gereken bir tasarruf bulunmadığı,satışın gerçek bir satış olduğu kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; 3.kişinin kötü niyetinin ispatlanamamasına ve dava konusu gayrimenkulün satımına ilişkin bedel farkı bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 1.480,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ..., ..., ..."a verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 3,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 18/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.