8. Hukuk Dairesi 2013/20520 E. , 2014/12653 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın aidiyetinin tespiti
... ve müşterekleri ile ... ve ... aralarındaki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 19.03.2013 gün ve 332/315 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, hakkında...Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/257 Esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davası açılan dava konusu 405 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 4 katlı binanın bütün işlemlerinin ve masraflarının müvekilleri tarafından yapıldığını ileri sürerek taşınmaz üzerindeki 4 katlı bina vasfındaki muhdesatın müvekkillerine aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davacıların müvekkillerin rızasını almadan binayı inşa ettiklerini, binanın yapımında davacıların babası, müvekkillerin de dedesi olan muris ..."nun terekesinin de kullanıldığını, binada müvekkillerin de hakkı bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 405 ada 9 parsel nolu taşınmaz üzerinde bulunan, Kadastro Bilirkişisi ...tarafından hazırlanan 08/06/2010 tarihli rapor ve krokide kırmızı çizgi ile gösterilen dava konusu taşınmazda kalan kısmı 230,758 m² olan bodrum ile birlikte 5 katlı olan betonarme evin davacılar tarafından inşa edildiği anlaşıldığından, mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespitine, Kadastro Bilirkişisi ...tarafından hazırlanan 08.06.2010 tarihli rapor ve krokinin kararın bir eki sayılmasına karar verilmiştir. Hüküm, süresinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.
İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, bu yolla saptanan dava niteliğine ve özellikle iddia ve savunmanın kıymetlendirilmesi yönünden bilgilerine başvurulan ve hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi raporunun niteliği, içeriği ve dosya kapsamında toplanıp değerlendirilen delillere, delillerin takdir, tahlil ve tartışımına ilişkin hükümde gösterilen gerekçelere göre, dava konusu bodrum kat ile 5 normal katlı bina niteliğindeki muhdesatın davacılar tarafında meydana getirildiğinin belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmayıp davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki, gerek eski Medeni Kanun ve gerekse sonradan yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre arz üzerindeki bütünleyici parça nitelikli muhtesatların mülkiyetinin arzın mülkiyetine tabi olduğu gözetildiğinde, sadece muhtesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde ise de,yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki “…mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespitine…” sözlerinin çıkarılarak, yerine “…davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine...” sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, hüküm düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına ve 12.448,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 16.06.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacıların; ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen ve mirasbırakan adına kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan ve yine mirasbırakana ait sayılması gereken bir adet kerpiç ev ile dükkanın yıkılarak kendi malvarlıklarından giderini karşılamak üzere yeni altı dükkan üstü üç kat mesken olan bina yaptıkları anlaşılmaktadır. Bu gibi ekonomik değeri olan mirasbırakan tarafından meydana getirilmiş eski muhdesatın yıkılıp, yerine mirasçı tarafından muhdesat meydana getirilmesi durumunda, muhdesat tespiti davasının dinlenmemesi, bu yeni muhdesatın meydana getirdiği zenginleşmenin zenginleşen mirasçı veya mirasçılardan haksız zenginleşme (TBK) hükümleri çerçevesinde istenebilmesine olanak tanınmalıdır. Açıkladığım nedenle; hükmün davanın reddine karar verilmek üzere bozulması gerektiğini düşünüyorum. 16.06.2014