10. Hukuk Dairesi 2009/15562 E. , 2010/1606 K.
"İçtihat Metni".......
Davacı, meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirlerin, 506 sayılı Kanunun 26.maddesi hükmü gereğince davalıdan tazminine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; meslek hastalığı(mesleki işitme kaybı) nedeniyle, 18.10.2005 tarihinden itibaren artma ile, %54 oranında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirlerin 506 sayılı Yasanın 26.maddesi uyarınca davalı işverenden rücuan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece; dava konusu meslek hastalığının oluşumunda, davalı işveren kusurunun %100 olduğundan bahisle, sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin değeri gözetilmek suretiyle, istem gibi davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin Hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
İnceleme konusu somut olayda; meslek hastalığına maruz kalan sigortalı ...... ait şahsi sicil dosyası ve 19.08.2005 tarihli sigorta müfettişi raporu tespitlerine göre, 08.03.1990-05.10.1997 tarihleri arası dönemde davalı asıl işverene ait lastik imalatı işyerinde işçi ve operatör teknisyeni olarak çalıştığı anlaşılan sigortalının, ilk kez, 31.07.1991 tarihinde mesleki işitme kaybı hastalığı nedeniyle %49.2 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kaldığı, bu hastalığın, 18.10.2005 tarihinden itibaren artma ile, %54"e yükseldiği; sigortalının, gerek, işe başlama tarihi olan 08.03.1990 tarihinden önceki, ve gerekse 05.10.1997 işten ayrılma tarihi sonrasındaki çalışmalarının ise, farklı işyerleri ve işverenler nezdinde geçtiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasanın 11.maddesine göre; Meslek hastalığı, sigortalının çalıştırıldığı işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, sakatlık veya ruhi arıza halleridir. Dolayısıyla, maddede tarifini bulan meslek hastalığı kavramı ile iş kazası kavramı birbirinden farklılık arzeder. Meslek hastalığı, farklı olarak bütünüyle mesleksel niteliklidir ve belirgin olarak bir meslek mensubu olmanın sonucudur. Şu halde işveren, bu konuda her türlü tedbiri almış olsa bile işin ve işyerinin niteliği
./..
-2-
sebebiyle, bu hastalığın ortaya çıkması muhtemel olduğundan, belli orandaki bir kaçınılmazlıktan söz edilmesi gerekeceği tartışmasızdır.Hal böyle iken; dava konusu olayı bir iş kazası gibi öngörerek buna göre davalı işverene %100 kusur veren kusur bilirkişisi raporu yerinde değildir.
Öte yandan; meslek hastalığına maruz kalan sigortalının,davalı işyerinde 08.03.1990 işe başlama tarihinden yaklaşık 1,5 yıl sonra, 31.07.1991 tarihi itibarıyla %49,8 oranında meslek hastalığı(mesleki işitme kaybı) nedeniyle sürekli iş göremezlik oranına maruz kaldığının anlaşılması karşısında; işe başlama tarihi öncesindeki işyerlerinde meydana gelen çalışmaların aynı maruziyet nedeniyle, bu iş göremezlik derecesinin oluşumunda etkili olup olmadığı,önceki işyerlerinin ve yapılan işin nitelikleri de araştırılmak suretiyle değerlendirilmesi gerekir.Keza, davacı sigortalının, 05.10.1997 işten ayrılma tarihi sonrasında da, farklı işveren ve işyerlerinde çalışmalarının devam etmiş olması karşısında, işten ayrılma tarihi sonrası gerçekleşen çalışmalar nedeniyle sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin değerine etkisi hususu ayrıca araştırılıp irdelenmelidir. Kuşkusuz, sigortalıdaki dava konusu meslek hastalığının, değişik işyerlerindeki bu çalışmalardan da kaynaklandığı belirlenecek olunursa, herbir işveren/işyeri maruziyet süresi dikkate alınarak gelirin ilk peşin değerinden sorumlu olacağı açıktır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......