Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3893
Karar No: 2017/11758
Karar Tarihi: 18.12.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/3893 Esas 2017/11758 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/3893 E.  ,  2017/11758 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; 28/01/2007 tarihinde davalının zorunlu trafik ... poliçesi ile sigortacısı olduğu aracın karışmış olduğu trafik kazasında araç içerisinde bulunan davacının yaralandığını, kaza sonrası davacının uzun süre tedavi gördüğünü ve kazadan sonra çalışamadığını belirterek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL tedavi gideri, 1.750,00 TL kazanç kaybı, 3.000,00 TL iş göremezlik tazminatı ve 1.000,00 TL sakat kalma ve bu nedenle yapılması gereken tedavi giderlerinden oluşan toplam 6.750,00 TL"nin poliçe limiti dahilinde olmak kaydı ile olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacı vekili; 05/11/2013 tarihli ıslah dilekçesinde; daimi işgöremezlik zararı tutarına ilişkin 3.000,00 TL olan talebini 12.328.33 TL artırmak suretiyle 15.328.33 TL, geçici iş göremezlik dönemindeki kazanç kaybı zarar tutarına ilişkin 1.750,00 TL olan talebini 639.89 TL artırmak suretiyle 2.389,89 TL olarak; 24/03/2014 tarihli ikinci ıslah dilekçesinde ise davacının tedavi giderleri için 1.000,00 TL olan maddi tazminat talebini 1.071.70 TL artırmak suretiyle 2.071.70 TL olarak, davacının daimi sakat kalma ihtimaline ve yapılması gereken tedavi giderlerine binaen 1.000,00 TL olan maddi tazminat talebini 3.800.00 TL artırmak suretiyle 4,800,00 TL olarak ıslah etmiştir. 28/04/2014 tarihli dilekçesi ile; tedavi giderlerinin ..."ndan tahsilini isteyerek bu kurumu davaya dahil etmiştir.
    Davalı vekili; poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduklarını, tedavi giderlerinin ..."dan talep edilmesi gerektiğini, ... tarafından davacının gördüğü tedaviye ilişkin olarak yapılan 15.189,46 TL ödemenin davalıdan rücuen talep edildiğini ve davalı tarafından yapılan ödemelerin poliçe limitinden düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Dahili davalı vekili; bu davaya bakmakla görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, öncelikle tedavi giderlerinin ödenip ödenmediği ve ... Şirketi"nce kuruma aktarım yapılıp yapılmadığının sorulmasından sonra kuruma husumet yöneltileceğini belirterek davanın görev, husumet ve zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davada taraf değiştirilemeyeceğinden dahili dava yolu ile davaya katılan ... yönünden açılan davanın reddine, dava ve ıslah dilekçesinin davalı ... Anonim Şirketi yönünden kısmen kabulü ile 2.389,89 TL geçici işgöremezlik ile 15.328,33 TL sürekli işgöremezlik zararları ile 2.000,00 TL tedavi giderlerinden oluşan toplam 19.718,22 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 27/12/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı ... Anonim Şirketi"nden alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğünün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi ... ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.
    Tefhim edilen hüküm başka gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmişti
    Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381.-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK m. 294-297), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK m. 297/II); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    ..."ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 11/11/2014 tarihli kısa kararında "Dava ve ıslah dilekçesinin kabulü ile" denildiği halde, gerekçeli kararda “Dava ve ıslah dilekçesinin davalı - ... ... ... Anonim Şirketi yönünden kısmen kabulü ile” şeklinde yazıldığı görülmektedir. Bu durum HMK"nin 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre bu aşamada davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi