17. Hukuk Dairesi 2015/5425 E. , 2017/11756 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 09.09.2005 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve sigortacısı oldukları aracın karıştıkları kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla geçici iş göremezlik zararı olarak 5.000,00 TL, sürekli iş göremezlik zararı olarak 90.000,00 TL ve tedavi gideri olarak 14.800,00 TL olmak üzere toplam 109.800,00 TL maddi tazminat ile 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 20/09/2007 tarihli dilekçesinde manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan talep edildiğini bildirmiştir.
Davalı ... ... Türk Sigorta Şirketi vekili; davalının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini ve manevi tazminattan sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, olaydaki asıl kusurun traktör sürücüsü davalıya ait olduğunu, davacının zararının tazminini öncelikle davalı ... şirketlerinden talep etmesi gerektiğini ve davacının talep ettiği tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Şirketi vekili: davalının meydana gelen zarardan sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu ve kusur ile zararın ispat edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; kazanın meydana gelmesinde minibüs sürücüsünün kusurlu olduğunu ve ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Davalı ...Ş vekili 31/12/2013 havale tarihli dilekçesi ile davacıya asıl alacak, faiz ve fer"ileri ile vekalet ücreti olarak toplam 91.515,00 TL ödendiğini, davacının ödeme karşılığında müvekkilini ibra ettiğini; davacı vekili de davalı ... Şirketi hakkındaki davalarından feragat ettiklerini bildirmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalı ...-... hakkındaki davanın husumet yönünden ve davalı ... şirketi hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine; davacıya yargılama sırasında geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 50.000,00 TL ödendiğinden, bu miktar itibariyle maddi tazminat davasının konusu kalmamış olmakla 50.000,00 TL tutarındaki maddi tazminat isteği ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına; 46.312,00 TL tazminatın ... ... ... ve ... Sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davalı ...Ş."nin 50.000,00 TL poliçe limiti dahilinde sorumlu tutulmasına, davalı şirket hakkındaki tedavi giderine ilişkin maddi tazminat talebi isteğinin reddine; davalı ...Ş. hakkındaki manevi tazminat davasının reddine, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ..., ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin ve davalı ..."nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 Sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3.kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3.maddesinde "işleten araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracı uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85.maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi,doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir.
Davalılardan ... Tur-... hakkındaki dava aracın davalı ... adına kayıtlı olduğu, davalının cevap dilekçesinde husumet itirazında bulunmadığı, aracın ... Tur-... tarafından kiralandığının da öne sürülmediği ve aracın davalı ...-... tarafından işletildiği iddiasının kanıtlanmadığı gerekçesiyle reddedilmişse de kaza tespit tutanağında bahse konu yolcu minibüsünün ... Tur işletmesine ait olduğu ve mevcut bilet üzerindeki bilgilere göre de davalı ..."un işleten olarak görülmesi nedeniyle davacının zararından sorumlu olması gerektiği gözetilmeden husumet yönünden reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesinin 3. fıkrası ”Manevi tazminat davalarında, davanın tamamının reddi durumunda, avukatlık ücreti tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümüne göre hükmolunur” şeklindedir. Somut olayda manevi tazminat davası davalı ...Ş. yönünden tamamen reddedilmiştir. Bu durumda yukarıda anılan fıkraya göre davalı lehine 1.500,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
4-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda yolcu olan davacının %28.2 oranında sürekli malul kalması, kaza tarihi (09.09.2005) gibi hususlar dikkate alındığında davacı için hükmedilen 30.000,00 TL manevi tazminatın miktarı bir miktar fazla olup hakkaniyet ve adalete uygun düşmediğinden, hükmün temyiz eden davalı ... yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı ..."nın sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının, (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ..."nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."ya geri verilmesine, 18/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.