17. Hukuk Dairesi 2015/5452 E. , 2017/11754 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili, davalı ... ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 15.03.2007 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu ... yönetimindeki halk otobüsü ile davalı ... yönetimindeki kamyonetin çarpışması sonucu davacının otobüs içerisinde ağır bir şekilde yaralanması nedeniyle çalışamadığını, hastanede uzun süre tedavi gördüğünü ve sonra da yürüme güçlüğü çektiğini, bu olayın ailesinde de psikolojik yıkıma neden olduğunu belirterek davacı ... için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000.00 TL maddi, 10.000.00 TL manevi, eşi ... için 5.000.00 TL manevi, kızları ... ve ... için de ayrı ayrı 2.500.00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... A.Ş. vekili; sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, manevi tazminat talebinin sigorta teminatı dışı olduğunu ve ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, kazanın meydana gelmesinde kusurun ..."da olduğunu, davacıların dava açmadan önce sigorta şirketlerine müracaat etmediklerini ve davacının dava konusu bu kazada değil, daha önce geçirdiği kaza nedeniyle yaralanarak sakatlandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı .... Vekili; manevi tazminat nedeniyle sorumluluklarının bulunmadığını, maddi tazminat talebi yönünden kendilerine herhangi bir başvurunun bulunmadığını ve davanın açılmasına neden olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ve ... ayrı ayrı sundukları dilekçelerinde; kazanın oluşumunda kusurları bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davalı ... ... yönünden davanın reddine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 731,87 TL"nin ... ... dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine; manevi tazminat talebinin kabulü ile davacı ... için 10.000.00 TL, ... için 5.000.00 TL, ... ... için 2.500.00 TL ve ... için 2.500.00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle sigorta şirketi ve ... dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı ... ... vekili, davalı ... ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı ... ... vekilinin 2 nolu bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava, cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2-Davalı ..."nın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a)6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2014 yılı için 1.890,00 TL"dir.
Temyize konu davalılar aleyhine hükmedilen maddi tazminat yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı vekilinin maddi tazminata yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
b-) Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre tazminata hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda yolcu olan davacının 15.03.2007 yılında geçirdiği trafik kazasına bağlı herhangi bir maluliyetinin bulunmadığının tespit edildiği dikkate alındığında davacılar için hükmedilen manevi tazminatların miktarı bir miktar fazla olup hakkaniyet ve adalete uygun düşmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Davalı ..."ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
2918 sayılı KTK"nun 85. maddesine göre "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur." TBK"nun 49. maddesinde "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür." hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda davalı ... işleten sıfatıyla davalı konumunda olup, davalı sürücü ... da haksız fiil faili durumundadır. Aracın işleteni, kusursuz sorumluluk ilkelerine göre oluşan zarardan, sürücünün kusuru oranında sorumludur. Buna rağmen mahkemece davalı araç sürücüsü hakkındaki tazminat istemi kusursuz olduğu gerekçesiyle reddedildiği
halde, aynı aracın maliki davalı işleten ... hakkında da davanın reddedilmesi gerekirken hükmedilen tazminattan davalı işleten ..."ın sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
4-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava dilekçesinde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil talebi olmasına rağmen kararda davalıların müşterek ve müteselsil şekilde sorumluluğuna hükmedilmemiş olması da doğru olmayıp bozma nedeni yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2-a) nolu bentte belirtilen nedenlerle davalı ... vekilinin maddi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle kesinlikten REDDİNE, (2-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."ın tüm temyiz itirazlarının kabulü ile, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalılar ... ile ..."a geri verilmesine, 18/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.