17. Hukuk Dairesi 2015/5838 E. , 2017/11725 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu kamyonetin, davacının idaresindeki motorsiklete arkadan çarpmasıyla oluşan kazada davacının yaralandığını, yaralanması nedeniyle geçici ve kalıcı işgöremezlik zararına uğrayan davacının zararından davalının sorumlu olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada şimdilik 100,00 TL. tazminatın, davalıya müracaat tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 15.12.2014 tarihli artırım dilekçesiyle, taleplerini 55.516,41 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, poliçe limitiyle sınırlı olarak ve sigortalının kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, davacının kusuru ve zararı ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 22.206,57 TL"nin dava tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı tarafından ... poliçesi düzenlenen araç sürücüsünün, davacının idaresindeki motorsiklete arkadan çarpmasıyla kazanın meydana geldiği ve davaya konu cismani zararın ortaya çıktığı, kazada davalıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu iddiasıyla davalı tarafa husumet yöneltmiş; davalı taraf, sigortalı araç sürücüsünün kazadaki kusuru oranında zarardan sorumlu tutulabileceklerini savunmuştur. Mahkemece, davaya konu edilen kazadaki taraf kusurlarının belirlenmesi bakımından, Adli Tıp Kurumu ... Trafik İhtisas Dairesi"nden alınan 04.09.2014 tarihli bilirkişi heyet raporu doğrultusunda, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazada % 40 kusurlu olduğu kabulü ile maddi tazminat hesaplatılıp belirlenen tazminata hükmedilmiştir.
Davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. maddesi gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir.
Somut olaya bakıldığında; kaza tespit tutanağında ve ceza soruşturması kapsamında alınan 30.01.2013 tarihli bilirkişi raporunda, davalıya sigortalı araç sürücüsünün davacının idaresindeki motorsiklete arkadan çarpmasıyla kazanın oluştuğu gerekçesiyle davalı sigortalısının tam kusurlu kabul edildiği görülmektedir. Yerel mahkeme tarafından alınan 04.09.2014 tarihli ... raporunda ise; olayın oluş biçiminin kesin olarak tespit edilemediği belirtildikten sonra, davacının normal seyrini sürdürmesi sırasında, davalı tarafa ait aracın arkadan gelip çarptığının kabulü halinde, davacının kazada kusursuz olduğu; ancak, davalının normal seyrini sürdürmesi sırasında, davacının arkadan gelip kontrolsüz biçimde davalı taraf aracının önüne manevra yapması neticesi kazanın gerçekleştiğinin kabulü halinde, davacının da kazada % 60 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkeme tarafından, ceza soruşturması kapsamında dinlenen ve tarafsız olduğu kabul edilen iki tanığın beyanına dayalı olarak kazada davacının da % 60 kusurlu olduğu sonucunu içerir rapor kısmı benimsenerek hüküm tesis edilmiştir.
Davaya konu olay, bu olayın hemen öncesinde davacı ve yakınları ile davalıya sigortalı araç sürücüsü ve yakınları arasında düğünde yaşanan kavga olayına ilişkin ceza yargılamasının yürütüldüğü, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/156 Esas- 2015/695 Karar sayılı dosyasında; davalı sigortalısının davacıya yönelik eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs olarak nitelenebileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilip dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verildiği görülmektedir. İfade olunan tüm bu hususlar, davaya konu edilen ve davacının cismani zarara uğraması ile sonuçlanan olayın oluş biçiminin (maddi olgunun) belirsiz olduğunu göstermektedir.
Bu durumda mahkemece; davaya konu cismani zararın oluşumuna sebep olan olayın oluş biçiminin (maddi olgunun) tespitinin yapılacağı ceza davası sonucunun beklenmesi; ceza mahkemesinin, davacının cismani zarara uğraması ile sonuçlanan olayın oluş biçimine ilişkin tespiti ve TBK"nun 74. maddesi gereğince bu tespitteki maddi olgunun hukuk hakimini bağlayacağı gözetilerek, olaydaki taraf kusurlarının saptanan maddi olguya göre belirlenmesi için gerektiğinde yeniden rapor alınması ve kazanılmış haklar da dikkate alınarak hüküm tesis edilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 18/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.