15. Ceza Dairesi Esas No: 2017/2890 Karar No: 2018/2134 Karar Tarihi: 28.03.2018
Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/2890 Esas 2018/2134 Karar Sayılı İlamı
15. Ceza Dairesi 2017/2890 E. , 2018/2134 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK"nun 155/2, 62, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü sanık müdafi ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü; Katılan ... şirketi ile sanık arasında düzenleme şeklinde iki adet finansal kiralama sözleşmesi yapıldığı ve sonrasında bu iki adet finansal kiralama sözleşmelerini kapsar şekilde tadil niteliğinde... Noterliğinin 23/07/2009 tarihli 33165 yevmiyeli düzenleme şeklinde finansal kiralama tadil sözleşmesi yapılarak sanığa dökümü dosyada bulunan restoran malzemelerinin tesliminin yapıldığı, sanığın finansal kiralama sözleşmesi gereklerini yerine getirmeyerek kira borcunu ödemediği gibi malları da katılan firmaya iade etmeyerek üzerine atılı hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçunu işlediği oluş ve dosya kapsamından anlaşılmakla, mahkemenin kabulünde isabetsizlik bulunmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı TCK"nun 61. madesi uyarınca suça uygulanacak cezanın belirlenmesinde tahdidi olarak sayılmış kriterler getirilmiş, her somut olayda ilgili suç tanımında belirlenen cezanın alt ve üst sınırı arasında ceza tayin edilirken, cezanın belirlenmesine ve bireyselleştirmesine ilişkin maddesinin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlar göz önünde bulundurularak ve somut gerekçeler tek tek belirtilmek suretiyle takdir hakkı kullanılacaktır. Ayrıca bu temel ceza belirlenirken aynı Kanun"un 3. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen "orantılılık" ilkesi de gözetilmek zorunda olunması karşısında, somut olayda meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak alt sınırdan ayrılmak sureti ile hüküm kurulması gerekirken alt sınırdan tayini suretiyle, orantılılık ilkesine, hak ve nesafet kurallarına aykırı davranılması, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin sübuta dair, katılan vekilinin ceza miktarının az olduğuna dair temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.