Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/14184
Karar No: 2014/19462
Karar Tarihi: 11.12.2014

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/14184 Esas 2014/19462 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/14184 E.  ,  2014/19462 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ


    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava ve birleşen dava, çaplı taşınmaz ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici alana elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı, kayden maliki olduğu 572, 573 parsel sayılı taşınmazlar ile devamındaki devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici alanı davalıların yapılanmak suretiyle işgal ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve muhtesatın yıkımı isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
    Davalı ..., dava konusu taşınmazları kullandığını savunmuştur. Diğer davalılar, yargılamaya katılmadıkları gibi davaya cevap da vermemişlerdir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 572 ve 573 parsel sayılı taşınmazların kayden davacı hazineye ait olduğu, davalı ...’nin kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, birleşen davanın davalılarından ... lehine 572 parselde, diğer davalılar ... ile .... lehine ise 573 parselde muhtesat şerhinin olduğu anlaşılmaktadır.
    Ne var ki, birleşen davanın davalıları ..., ... ve ....’ye dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hemen belirtmelidir ki; yargılamanın sağlıklı biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.
    6100 sayılı HMK’nın 27. maddesi (HUMK’un 73. maddesi), Uluslararası sözleşmeler ve Anayasa"nın 36. maddesiyle en temel hak olarak kabul edilen hukuki dinlenilme hakkı karşısında, mahkeme tarafları dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Esasen, taraf teşkilinin sağlanması Anayasa’nın 90/son maddesi aracılığıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi hükmü uyarınca adil yargılanma hakkının da bir gereğidir.
    Öte yandan, tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı adres araştırması ve tespitinin yöntemi 7201 sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiş, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 48. ve diğer maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümler öngörülmüştür.
    Öncelikle; yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması asıldır. Değinilen işlemleri nedeniyle tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usuli işlemdir. Tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu ve Tüzük hükümleri şeklidir. Bu nedenle, tebligata ilişkin yasal hükümlerin gözden uzak tutulmaması ve uygulanması zorunludur. Kural olarak ‘tebligat’, tebligat yapılacak kişiye bilinen en son adresinde yapılır.(Teb. K. 10. md.) Son adreste bulunamamışsa, tebliğ memuru bulunabileceği adresi araştırır. Bulamazsa, durumu Muhtarlığa onaylatmak suretiyle saptar.(Teb. K 28 md.) Tebliği çıkaran kuruluşa bildirir. İlgili kuruluş adresi kişinin mensubu olduğu kurumlardan Tapu, Muhtarlık, Nüfus, Vergi Dairesi, Belediye idaresinden araştırır. Buna rağmen, adres tespit edilemezse adres meçhul sayılarak ilanen tebligat kararı verilebilir. Özetlenen ilkeler, yasal ve yargısal uygulamalarla benimsenmiş öğretide de bu yönde görüşler ifade edilmiştir.
    Dosya kapsamı ile, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin 1956 yılında yapıldığı, birleşen davanın davalıları lehine bu tarihte muhtesat şerhinin tapu kayıtlarına tescil edildiği gözetildiğinde, birleşen davanın davalılarının yapılan yargılama sırasında nüfus kayıtları temin edilmeden, kamu kurumlarından usulüne uygun adres araştırması yapılmadan ve anılan kişilerin ölü ya da sağ olup olmadıkları belirlenmeden ilanen tebligat yapılmak suretiyle sonuca gidilmesinin doğru olduğu söylenemez.
    O halde, yukarıda açıklandığı şekilde öncelikle yöntemine uygun araştırma yapılarak davalılar ..., ... ve ....’nin adreslerinin tespit edilmesi, yapılacak araştırma sonucu adresleri meçhul olduğu takdirde ilanen tebligat yapılmasının düşünülmesi, dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğinden sonra, başka bir deyişle taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılama yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile eksik taraf huzuru ile hüküm tesisi isabetsizdir.
    Kabule göre de, yargılama sırasında sadece davalı ...’nin dava konusu taşınmazlara yapılanmak suretiyle müdahalesi belirlendiği, birleşen davanın davalıları bakımından taşınmazlarda işgallerinin olduğuna dair bir tespit yapılmadığı halde davalılar ..., ... ve ....’yi de kapsar şekilde kabul kararı verilmesi isabetsizdir.
    Davalı ...’nin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esası bakımından şimdilik inceleme yapılmasına yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi