
Esas No: 2019/33208
Karar No: 2019/15467
Karar Tarihi: 11.12.2019
1632 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/33208 Esas 2019/15467 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 63/1. maddesinde düzenlenen yoklama kaçağı, bakaya, geç iltihak suretiyle bakaya ve saklı suçlarının oluşması için, suç failleri hakkında öncelikle 1111 sayılı Askerlik Kanunu"nun 89/4. maddesinin (a), (b), (c), (d) veya (e) bentlerinde yer alan kabahatlerin herhangi birinden dolayı kesinleşmiş bir idari para cezasının bulunması gerektiği;
Somut uyuşmazlıkta, sanık hakkında Afşin Kaymakamlığı İlçe Hukuk İşleri Şefliği tarafından verilen 24/04/2014 tarihli ve 92 Karar sayılı idari para cezasının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesine göre öncelikle sanığın bilinen son adresine tebliğe çıkartılması, ancak bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligatın bu adrese yapılması gerekirken doğrudan sanığın mernis adresine tebliğe çıkartıldığı ve bu adreste Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre 19/06/2014 tarihinde yapılan idari para cezası tebliğinin usulüne uygun olmadığı, dolayısıyla geçerli bir tebligattan ve idari para cezasının kesinleşmesinden bahsedilemeyeceği anlaşıldığından yasal unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre ise;
1)Sanığın eyleminin “dört ay içinde yakalananlar” cümlesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirken “dört aydan sonra bir yıl içinde yakalananlar” cümlesi kapsamında kaldığı kabul edilerek hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
2)TCK"nin 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının infaz aşamasında hapis cezasına çevrilebileceğinin ihtarı ile yetinilmesi gerekirken adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilmesine karar verilmesi suretiyle infazda yetkinin kısıtlanması,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.