19. Ceza Dairesi 2019/28590 E. , 2019/15453 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1) Hükümden sonra 03/08/2018 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7146 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile (mülga) 1111 sayılı Kanuna eklenen geçici 55. maddesinin 1. fıkrasında, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte her ne sebeple olursa olsun henüz fiilî askerlik hizmetine başlamamış ve 1 Ocak 1994 tarihinden (bu tarih dahil) önce doğan 1076 sayılı Kanun ile bu Kanuna tabi yükümlüler; istekleri halinde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde askerlik şubelerine veya yurt dışı temsilciliklerine başvurmaları, 15.000 Türk lirası veya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz satış kuruna göre ödeme tarihindeki karşılığı kadar konvertibl yabancı ülke parasını defaten ödemeleri ve 21 gün temel askerlik eğitimini yerine getirmeleri şartıyla askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar." hükmünün; aynı maddenin 6. fıkrasında ise "Bu madde hükümlerinden yararlanan yükümlüler hakkında saklı, yoklama kaçağı ve bakayadan dolayı idari ve adli soruşturma ve kovuşturma yapılmaz, başlatılmış olanlar sona erdirilir ve bu suçlara ilişkin kesinleşmiş idari para cezaları tahsil edilmez" hükmünün düzenlendiği dikkate alındığında;
Bağlı bulunduğu Askerlik Şubesi Başkanlığından, sanığın, 7146 sayılı Kanun kapsamında bedelli askerlik için müracaatta bulunup bulunmadığı, müracaata bulunmuş ise 15.000 Türk Lirası veya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz satış kuruna göre ödeme tarihindeki karşılığı kadar konvertibl yabancı ülke parasını defaten ödeyip ödemediği, ayrıca üç ay içinde başvurması ve bedelini yatırmış olması halinde 21 gün temel askerlik eğitimini yerine getirip getirmediği hususlarının araştırılması ve elde edilecek sonuca göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Mahkemece, sanık hakkında yoklama kaçağı fiilinden dolayı verilen 18/03/2014 tarihli idari para cezasının 20/06/2014 tarihinde tebliğinden sonra sanığın yoklamasını emsallerinin son celp döneminin son gününden sonra yaptırmış ya da mazeretine dair belgeyi yurt dışı temsilcilikleri ile askerlik şubesine bu tarihten sonra ibraz etmeyerek 1 ay 9 gün süre ile yoklama kaçağı kaldığı, suç duyurusu içerisindeki tutanağa göre ele geçirilme şeklinin yakalama olduğunun belirtildiği ve bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği kabul edilerek mahkumiyetine karar verildiği, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelere göre ise hakkında Elazığ Valiliği İl İdare Kurulu tarafından 21/10/2014 tarihinde ikinci kez idari para cezası verilen ve bu karar da 27/11/2014 tarihinde aynı konutta birlikte oturduğu annesine tebliğ edilen sanığın 05/11/2014 tarihinde yakalandığı anlaşılmakla; sanığın tam olarak hangi tarihler arasında yoklama kaçağı kaldığı, 05/11/2014 tarihinden önce yakalanıp yakalanmadığı veya kendiliğinden Askerlik Şubesine başvurup başvurmadığı hususları araştırılıp maddi vakanın tam olarak ne şekilde gerçekleştiğinin ortaya konulması gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre ise;
1) Gerekçeli kararda sanığın yoklama kaçağı kalmak suçunu işlediği belirtilerek bahse konu suça ilişkin değerlendirmelerde bulunulduğu halde kısa kararda sanığın ASCK’nin 63/1-b maddesi uyarınca bakaya suçundan dolayı cezalandırıldığı belirtilmek suretiyle hükümde karışıklığa neden olunması,
2) Sanık hakkında sonuç olarak 1 ay 20 gün hapis cezasına hükmedilmesine karşın sanığa verilen adli para cezasının sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü göz önüne alınarak 5237 sayılı TCK"nin 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirmesine karar verilmesi,
3)Sanığın adli sicil kaydında yer alan Elazığ 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/117 Esas, 2012/408 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilamın açıklanarak sanık hakkında mahkumiyet kararı verildiğinin ve bu kararın kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; bahse konu ilamın açıklanması için ihbarda bulunulmasına karar verilmesi,
4) Sanık hakkında kasten işlemiş olduğu atılı suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK’nin 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas 2015/85 Karar sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.