1. Hukuk Dairesi 2014/19488 E. , 2014/19430 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 18.02.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz edenler vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, tarafların kardeş olup, muris babaları ..."ün bedelini bizzat ödeyerek 1320 ada 1 ve 1254 ada, 1 parsel sayılı taşınmazları satın alıp hiçbir geliri olmayan ve 19 yaşında olan davalı adına tescil ettirdiğini, bilahare kooperatif kurarak taşınmazlar üzerine dört blok halinde 45 adet daireden oluşan bina yaptırdığını, ileri sürüp C blok 3 kat 10 ve 11 nolu bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı, kooperatifin tüm ödemelerinin tarafından yapıldığı, kooperatifte muris ve davacılar ile eşlerinin üye olmasının kooperatifteki asgari 7 üyenin tamamlanması amacına yönelik olduğunu, taşınmazların tarafından satın alındığını ve adına tapuda kayıtlı olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığı belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda murisin en az iki daire sahibi olması gerektiği gerekçesiyle 1254 ada C Blok 10 ve 11 nolu bağımsız bölümlerin tapularının iptali ile payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden,toplanan delillerden ve eksiğin tamamlatılması yolu ile getirtilen belgelerden; tarafların mirasbırakanı 1930 doğumlu ..."ün 08.10.2008 tarihinde öldüğü, mirasçı olarak davacılar ve davalı çocukları ile dava dışı eşi ..."nin kaldığı, mirasbırakan ... tarafından düzenlenen 10.11.1999 tarihli düzenleme şeklinde vasiyetname ile murisin 1 parselde yapılan B Blok 2.kat 6 nolu meskende bulunan 4/168 payının tamamını eşi olan ..."e vasiyet ettiği,çekişme konusu taşınmazlardan 1254 ada 1 parsel sayılı taşınmazın geldi kaydı olan 6614 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalının 19.08.1999 tarihinde
dava dışı kişiden pay satın aldığı,10.11.1999 tarihinde 6614 ada 1 parselde B Blok 6 nolu bağımsız bölümü babası ... ve annesi ..."e satış suretiyle temlik ettiği, dava konusu edilen diğer taşınmaz olan 1320 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 6623 ada 1 parsel sayılı taşınmazdan gelip davalı ..."in 6623 ada 1 parselde 05.07.1997 tarihinde dava dışı kişiden pay satın alıp, 6623 ada 1 parselin daha sonra 1320 ada 1 parsel olduğu ve kat mülkiyetine geçildiği, bir kısım bağımsız bölümlerin davalı adına kayıtlı olduğu, dava konusu edilen 1254 ada 1 parselde C Blok 10 ve 11 nolu bağımsız bölümün ise bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davada ileri sürülen iddianın içeriğine ve davalının savunmasına göre; yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten, 1.4.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
Somut olaya gelince; çekişme konusu 1320 ada 1 parsel sayılı taşınmazla murisin bir ilgisinin olmadığı, davalının anılan taşınmazdaki payını dava dışı 3.kişiden satın alma suretiyle edindiği davacıların davada tenkis isteklerinin de bulunmadığı, dava konusu edilen diğer 1254 ada 1 parsel bakımından da davalıya muris tarafından yapılan bir temlik olmadığı kayden sabittir.
Öte yandan, tapu iptal ve tescil davalarının kayıt maliki aleyhine açılması zorunludur.
Hâl böyle olunca; davanın reddedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazlarının reddine,davalıların ise bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.