10. Hukuk Dairesi 2009/18225 E. , 2010/1537 K.
"İçtihat Metni".......
Davacı vekili; muris sigortalının 01.06.1974 – 31.12.1974 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının, askerlik borçlanmasına esas alınması gereken sürenin 731 gün olduğunun ve sigortalının hak sahibi konumundaki davacıya ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitini istemiştir.
Mahkemece; askerlik borçlanmasına esas gün sayısının tespitine ilişkin istem reddedilip, diğer talepler aynen hüküm altına alınmıştır.
Hükmün, davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün; 01.06.1974 - 31.12.1974 tarihleri arasında Kuruma bildirilmeyen 38 günlük sigortalı çalışmanın tespitine ilişkin bölümünün ONANMASINA,
2-) Hükmün, ölüm aylığına hak kazanıldığının tespitine ilişkin bölümüne yönelik temyiz itirazları yönünden;
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388’inci maddesinin son fıkrasında; yargılama sonunda kurulan hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz yinelenmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, kuşku ve duraksama uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu belirtilmiş, 389’uncu maddesinde ise, mahkemece verilen karar ile iki tarafa yüklenen görev ve tanınan hakların kuşku ve duraksamaya yol açmayacak surette oldukça açık yazılması gerektiği yönünde düzenleme yapılmıştır. Davanın yasal dayanağı niteliğindeki 506 sayılı Kanunun hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanmasıyla ilgili 66’ncı maddesinde yazılı sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısının ölüm veya istem tarihindeki Kurum kayıtlarına göre belirlenmesine, ölüm aylığına hak
.....
kazanıldığının tespitine ilişkin işbu davanın hizmet tespiti davasıyla birlikte açılmasına, anılan Kanunun 79’uncu maddesinin onuncu fıkrasında, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca saptanmayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının dikkate alınacağı yönünde düzenleme yapılmasına, mahkeme kararıyla belirlenen günlere ilişkin primleri ödeme yükümünün işverene, tahsil yükümünün Kuruma ait olması nedeniyle, tespite konu hizmetlere ait prim borcunun ödenip ödenmediğine bakılmaksızın hizmet tespiti kararıyla kazanılan gün sayısının, hizmet tespitine ilişkin hükmün kesinleşmesinden sonra Kurum yönünden bağlayıcılık kazanmasına, ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin istemin; Kurumca, başvuru tarihinde primi ödenmiş gün sayısının yetersiz olması nedeniyle reddedilmiş olmasına, kaldı ki, askerlik borçlanma bedelinin yatırılıp yatırılmadığının tüm açıklığıyla ortaya konulmamış olmasına ve bu konuda belirsizlik bulunmasına göre, ölüm aylığı tahsisine hak kazanıldığının tespiti isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, muris sigortalının Kuruma bildirilmiş gün sayısına hizmet tespitiyle kazanılan gün sayısı da eklenmek suretiyle bulunan toplam gün sayısı üzerinden ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre, aylık başlangıç günü hüküm fıkrasında belirtilmeyerek yukarıda anılan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunundaki düzenlemeye aykırı ve kararın yerine getirilmesi aşamasında kuşku ve duraksamaya yol açıcı nitelikte hüküm kurulması da, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....