12. Hukuk Dairesi 2016/19214 E. , 2017/10956 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili tarafından, .... Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen iflas erteleme davasında verilen 24/02/2016 tarihli tedbir kararına istinaden, tedbir kararından sonra icra veznesine aktarılan paranın kayyım hesabına aktarılmasına yönelik talebinin reddine dair 17/03/2016 tarihli icra memuru işleminin iptalinin talep edildiği mahkemece; muhtemel alacakların haciz yazısı yazılmak suretiyle haczinin mümkün olduğu, doğmamış alacaklar yönünden İİK.nun 89.maddesine göre tebliğ edilen haciz ihbarının, haciz yazısı gibi değerlendirilmesi gerektiği, iflasın ertelenmesi davasında verilen 24/02/2016 tarihli tedbir kararında, açıkça tedbir kararından önce haczedilen paranın kayyım hesabına aktarılması yönünde hüküm bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.
Kural olarak 3. kişi nezdinde mevcut bir alacağın haczi mümkün olup, ileride doğacak muhtemel bir hakkın haczi mümkün değildir. Bu nedenle İİK.nun 89.maddesi gereğince 3.şahsa, "borçlunun nezdinizde doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının haczine" şeklinde haciz ihbarnamesinin çıkarılması halinde 3. şahsın sorumluluğu, haciz ihbarnamesinin kendisine ulaştığı tarihteki mevcut durumla (fiili durumla) sınırlı olacağından ileride doğacak, doğması muhtemel bir hakkın bu aşamada 3.şahısça net olarak bilinmesi mümkün olmadığından, bu şekilde çıkarılan haciz ihbarnamesi, yukarıda açıklanan nedenle muhtemel alacaklar açısından sonuç doğurmaz.
Ancak, devam eden hukuki münasebetin varlığı ve bu ilişki nedeniyle borçluya ödenecek ve devamlılık arzeden bir alacağın bulunduğu hallerde (kira alacağı gibi), 3.kişiye haciz yazısı gönderilebilir. Müstakbel (beklenen) bir alacaktan bahsedilebilmesi için, bir hukuki ilişkinin (temelin) mevcut olması, bu hukuki ilişkiden doğacak alacağın cinsinin ve borçlunun belli olması yeterlidir. Bu halde üçüncü kişiye, doğacak alacakların haczi yönünden gönderilen birinci haciz ihbarnamesi, haciz müzekkeresinin sonuçlarını doğurur. Bu nedenle 3. kişi tarafından, haciz ihbarnamesinin gereğinin yerine getirilerek, daha sonra doğacak paraların icra dosyasına gönderilmesine yasal bir engel yoktur. Ayrıca borçlunun, 3. kişide doğması muhtemel alacaklarının haczini içerir haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceğine yönelik şikayette bulunmasında, hukuken korunmaya değer bir hakkının bulunmadığı da muhakkaktır. Nitekim icra mahkemesince de kararın gerekçe kısmında benzer ifadelere yer verilmiştir.
Somut olayda; Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü, birinci haciz ihbarnamesine karşı; "... Büro ve Ev Donanımları San. ve Tic. Ltd. Şti. ... Genel Müdürlüğümüz nezdinde 16/12/2015 tarihi itibariyle doğmuş herhangi bir alacağı bulunmamaktadır. Adı geçen kişinin ve firmanın ofisimiz nezdinde bir alacağı doğduğu takdirde ilgili icra dosyanız sıraya alınmış olup müdürlüğüne ödeme yapılacaktır " şeklinde cevap vermiştir. 3. kişinin, 16/12/2015 tarih itibariyle bir alacağın olmadığını belirtmesi, haciz ihbarnamesine yapmış olduğu itiraz mahiyetindedir. 1. zhaciz ihbarnamesine itiraz halinde, 2. ve 3. haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağı gibi, henüz doğmamış olan hak edişin dosyaya gönderilmesi de istenemez. Diğer taraftan, borçlu ile 3. kişi arasında devam eden hukuki ilişkinin varlığı halinde müstakbel alacakların haczi amacıyla gönderilen haciz ihbarnamesi, haciz müzekkeresinin sonuçlarını doğuracağından, 3. kişi Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından, doğacak paraların gönderilmesine de yasal bir engel yoktur.
O halde mahkemece, borçlu ile 3. kişi arasında devam eden hukuki münasebetin var olup olmadığı ve birinci haciz ihbarnamesine itiraz edilmesinden sonra gönderilen paranın da bu münasebetten kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.