7. Hukuk Dairesi 2015/40225 E. , 2016/1126 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
(Kapatılan İl Özel İdaresi) vekili Av.Ayşe Gencer Metin
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 26.05.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı (Kapatılan ... İl Özel İdaresine izafeten) vekili Av.... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler ve Dairemizin 26.05.2015 tarih ve 2015/10105 Esas 2015/9982 Karar sayılı Geri Çevirme Kararı üzerine gönderiler belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, müvekkilinin, mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü"ne bağlı ... Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü"nde işe başladığı tarihten kadrolu işçi statüsüne geçirildiği 2001 yılına kadar geçici/mevsimlik işçi statüsünde çalıştırıldığını, bu dönemde her yıl yeni bir geçici/mevsimlik iş sözleşmesi ile işe başladığını ve yıl sonunda işten ayrıldığını, 2001 yılında aynı müdürlükte daimi/kadrolu işçi statüsüne geçirildiğini, ancak kadrolu işçi statüsüne alındığında geçici mevsimlik işçilikte geçen sürelerin kıdem hesabında dikkate alınmadığını, sanki işe yeni başlamış bir işçi gibi, başlangıç derece ve kademesinden işe başlatıldığını, kadrosu dışındaki işlerde çalıştırıldığını, 2005 yılında Köy Hizmetleri Müdürlüğünün lağvedilmesi ile tüm hak ve alacakları ile beraber İl Özel İdaresi"ne devredildiğini, aynı işverene bağlı hizmetlerinin kıdem süresinde birleştirilmediğini belirterek davacının mevsimlik işçilikte geçen hizmet süresinin dikkate alınması sureti ile yeni derece ve kademesinin tespitine, buna bağlı olarak fark ücret, akdi ikramiye, ilave tediye, yıpranma primi ve kadro dışındaki işlerde çalıştırılmasından kaynaklı fark ücret, eşit davranma ilkesine aykırılık nedeni ile tazminat alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı İl Özel İdaresi vekili, davacının derece ve intibakının yasa ve TİS hükümlerine göre usulüne uygun olarak yapıldığını, taleplerinin haksız olduğunu, zaman aşımına uğradığını, 2011/2013 dönemini kapsayan TİS hükümlerine göre talepte bulunmasının mümkün olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Dava devam ederken ... İl Özel İdaresi"nin tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeni ile dava kendisine teşmil edilen Maliye Hazinesi vekili, davada taraf sıfatlarının bulunmadığını, 6360 sayılı Yasa"nın 3/2.maddesine göre kapatılan il özel idaresinin taraf olduğu davaların il özel idaresinin yetki, görev, taşınmaz veya personelinin devredildiği kuruma ait olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, “...06/12/2012 tarih ve 28489 Sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 13 İlde Büyükşehir Belediyesi Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi 5. fıkrası ile, 30/03/2014 tarihinden itibaren ... İl Özel İdaresinin görevlerinin sona ermesi ve tüzel kişiliğinin ortadan kalkması,İl Özel idaresinin malları ve çalışanlarının Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Belediyelerine devredilmiş olması nedeni ile işçilik alacaklarından Büyükşehir Belediyesi"nin sorumlu olacağı kanaatiyle husumet Büyükşehir Belediyesine yöneltilmiştir.” gerekçesi bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının derece ve kademe intibakının doğru olup olmadığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının mevsimlik işçilikte geçen 5 yıl 131 günlük hizmet süresine göre mevcut derece ve kademesine 3 derece 6 kademe eklenmiş ise de, istek dönemini kapsayan Toplu İş Sözleşmelerinin 98 ve 99.maddelerindeki düzenlemelere göre her iki yılda bir 1 (bir) derece kazanılacağından davacı 5 yıl 131 günlük hizmet süresine göre 2 derece ve 90 günün üstünde kalan 131 gün için 1 (bir) kademe daha eklenmek sureti ile 6 kademeye hak kazanacaktır. Hal böyle olmasına rağmen yanılgılı değerlendirme ile 2 derece yerine 3 derece eklenmek sureti ile davacının mevcut derecesinin 1 derece fazla belirlenmesi ve fark alacaklarının da buna göre hesaplanması hatalı olmuştur.
3-Davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılmadığı, buna bağlı olarak alacakların tümüne dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında ihtilaf bulunmaktadır.
Belirsiz alacak davası 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile öngörülen ve alacaklıya bazı avantajlar sağlayan yeni bir dava türüdür. Sözü edilen hükme göre “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir”. Şu hale göre davanın açıldığı tarihte alacak miktarının belirlenmesi imkansız ise belirsiz alacak davası açılabilir. Öte yandan alacaklı tarafından alacağın miktar veya değerinin tam olarak belirlenmesi beklenemez ise yine belirsiz alacak davası açılabilir.
Belirsiz alacak davası mevcut yasal düzenleme çerçevesinde üç değişik şekilde açılabilir. Eda (tahsil talebi ile) davası niteliğinde belirsiz alacak davasının açılabileceği HMK’nun 107. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında öngörülmüştür. Tespit niteliğinde belirsiz alacağı tespit davası ise aynı maddenin 3. fıkrasına dayanmaktadır. Maddenin gerekçesine göre ise alacaklı kısmi eda külli tespit davası da açabilir. Her bir dava türünün farklı özellikleri bulunmaktadır.
Alacağın belirsiz olması halinde alacaklı, belirsiz alacak davası açabileceği gibi kısmi dava olarak da alacağın tahsilini talep edebilir.
Somut olayda, davacı vekili davasını açıkça ve ayrıca belirtmek sureti ile belirsiz alacak davası olarak açmamış, aksine mevsimlik işçilikte geçen hizmet süresi de dikkate alınmak sureti ile derece ve kademesinin tespitine ve buna bağlı olarak fark ücret, ilave tediye, ikramiye ve yıpranma primi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak alacaklarının bir kısmını dava konusu etmiştir. Görüldüğü üzere dava, kısmi dava olarak açılmıştır. Davacı vekilinin sonradan davanın belirsiz alacak davası olduğunu beyan etmesi sonucu değiştirmez. Hal böyle olunca mahkemece davacı vekilinden her bir alacak için ne miktar talepte bulunduğu hususu açıklattırılarak alacakların ıslah ile istenen kısımlarına ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde ıslah ile istenen alacaklara da dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalı olmuştur.
4-İlave tediye alacağı kaynağını 6772 sayılı Yasa"dan alan bir alacak olup yasada açık bir düzenleme bulunmadığından bu alacağın talepte dikkate alınarak yasal faiz oranını aşmamak üzere en yüksek banka mevduat faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken doğrudan en yüksek banka mevduat faizi yürütülmesi doğru olmamıştır.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına takdir olunan 1.3500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.