8. Hukuk Dairesi 2018/7436 E. , 2020/8254 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, vekil edeni idarenin 376 ada 35 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalının hiçbir akdi ve kanuni sebebe dayanmaksızın dava konusu üzerinde yer alan binadaki 50m2 lik yeri dükkan olarak kullandığını belirterek, 08.01.2014-31.07.2015 tarihleri arasındaki kullanım için 13.128,43.-TL işgal tazminatının işgalin başlangıcından itibaren kademeli faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalının haksız işgalleri nedeniyle 08.01.2014-31.07.2015 tarihleri arasında teraküm eden 13.128,00.-TL haksız işgal tazminatının her dönem sonunda işleyecek kademeli yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 376 ada 35 parsel sayılı taşınmazın 160,50 m2 yüzölçümünde, kargir dükkan, bekar odaları ve depo niteliğinde davacı İdare adına tapuda kayıtlı olduğu, davalının tapuda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı anlaşılmaktadır.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda, Mahkemece yapılan keşif sonrası alınan 23.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın talep edilen dönemler arasındaki ecrimisil bedelinin toplam 9.756,94 TL olduğu belirlenmiş olmasına rağmen, Mahkemece, bilirkişi raporunda, 13.128,00 TL bedelin belirlendiği belirtilmiş ve bu değer üzerinden davalı aleyhine ecrimisile hükmedilmiştir. Başka bir anlatımla, Mahkemece, hükme esas alınan raporda belirlenen değer üzerinden değil, gerekçesi de açıklanmadan, davacı tarafından talep edilen değer üzerinden davalı aleyhine olacak şekilde ecrimisile hükmedilmiştir. O halde, Mahkemece yapılacak iş, bilirkişi raporunda belirlenen değer ile hükmedilen değer arasındaki çelişkiyi gidererek toplanmış deliller çerçevesinde bir karar vermek olmalıdır. Açıklanan bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması yanlış olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Kabule göre de, davacı vekili, dava dilekçesinde, talep edilen ecrimisil alacağının işgalin başlangıcı olan dönem sonlarından itibaren kademeli işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemesine rağmen, Mahkemece hüküm fıkrasında, hüküm altına alınan miktarın ne kadarlık kısmının hangi döneme ait olduğu, hangi miktara hangi tarihten itibaren faiz işletileceğinin açıkça belirtilmemiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın (2) nolu bentte açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 15.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.