13. Ceza Dairesi 2016/3703 E. , 2016/10366 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I)Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanığın, eylemine uyan ve zamanaşımı bakımından lehe olan olan 765 sayılı TCK"nın 258/1-2. maddesine uyan direnme suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı kanun"un 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık genel dava zamanaşımı süresine tabi olduğu ancak, sanık hakkında 2011/253E ve 2011/255K sayılı ve 21.07.2011 tarihli hükümle verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile birlikte 5 yıllık denetim süresini içeren hükmün kesinleşme tarihi olan 29.07.2011 tarihinden hükmün açıklanmasına neden olan ihbara konu hapis cezasını gerektiren ve kesinleşen mahkumiyetin dayanağı suçun tarihi olarak bildirilen 14.05.2012 tarihleri arasındaki sürede dava zamanaşımının durduğu ve duran süreler düşüldükten sonra, suç tarihi olan 29.07.2002 tarihinden inceleme tarihine kadar 7 yıl 6 aylık zamanaşımı süresinin dolmuş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki görevi yaptırmamak için direnme suçundan açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 223/8 maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
II) Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde
Suçun gece saat 01:45 sıralarında işlediğinin anlaşılması karşısında sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 143. maddesi ile uygulama yapılmaması, sanık hakkında daha önce kurulan 02.12.2002 tarihli ilk hükmün, sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından sanığın kazanılmış hakkının korunarak bozulmuş olması ve karşı temyiz bulunmaması sebebiyle bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemişti.
Ancak;
1-Sanık hakkında daha önce kurulan 02.12.2002 tarihli ilk hükmün, sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından verilen bozma kararı ilamında, sanığın kazanılmış hakkı korunarak sanığın eyleminin yağma suçunun unsurlarını oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri tartışma yetkisinin Ağır Ceza Mahkemesi"ne ait olduğu belirtilerek bozma nedeni yapılmış ise de, sanık hakkında yeniden hüküm kurulurken CMUK"un 326/son maddesindeki kazanılmış hak korunmadan yazılı şekilde uygulama yapılması,
2-Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 Sayılı TCK 53.madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasına sanığın kazanılmış hakkı uyarınca hükmedilen sonuç cezanın 799 TL adli para cezasına indirilmesi ile yine hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.06.2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.