15. Ceza Dairesi 2017/3019 E. , 2018/2098 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK"nın 158/1-e, 35, 62, 52, 53, 58 maddeleri uyarınca mahkumiyet
5237 sayılı TCK"nın 204/1, 62, 53, 58 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın özürlü olan çocuğuna evde bakım ücreti talebi için katılan kuruma başvurduğu ancak sağlık raporunda ağır özürlü bölümünde hayır yazması nedeniyle olumsuz yanıt aldığı, bir hafta kadar sonra aynı numaralı raporun ağır özürlü kısmında evet yazılı haliyle başvurduğu ve kurum yetkilileri tarafından yapılan araştırmada aynı belgenin sahteleştirilerek yeni başvurunun yapıldığının tespit edilmesi nedeni ile talebin yeniden reddedildiği, sanığın böylece nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilen olayda;
1)Resmi belgede sahtecilik suçu açısından yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sahtecilik suçlarında sahte olduğu iddia olunan belgenin aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu, bu sebeple mahkeme tarafından dosyada aslı bulunan sahte rapor hakkında 19/03/2013 tarihli duruşma tutanağında ""söz konusu belge unsurları ve iğfal kabiliyeti yönüyle heyetçe incelendi"" denilerek gözlemin yapıldığının belirtildiği ve iğfal kabiliyetinin bulunduğu kabulü ile mahkumiyet hükmü verildiği anlaşıldığından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, kurum yazısı, sanık savunmaları, katılan beyanları ile desteklenen söz konusu inceleme yeterli görüldüğünden tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin; sanığın atılı suçu işlemediğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2)Nitelikli dolandırıcılık suçu açısından yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın yaptığı müracaat neticesinde sunduğu rapor ile idarenin denetim olanağını ortadan kaldırmadığı ve idare tarafından yapılan bir araştırma neticesinde olaya konu belgenin gerçeği yansıtmadığının kolayca belirlendiği anlaşıldığından nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/03/2018 tarihinde nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden oybirliğiyle, sahtecilik suçu yönünden oyçokluğuyla karar verildi.
Karşı Oy:
Sanığın Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü"ne müracaat ederek özürlü olan çocuğu...için evde bakım ücreti talep ettiği ve buna ilişkin ... Eğitim Araştırma Hastanesi tarafından düzenlemiş 14/11/2011 tarih ve ... protokol numaralı sonuç kısmında "Ağır Özürlü" ibaresi karşısında "HAYIR" yazılı kurul raporunu ibraz ettiği, yetkililerin bu raporla evde bakım ücreti verilemeyeceğini belirtmesi üzerine kurumdan ayrılıp bir hafta kadar sonra aynı raporu "Ağır Özürlü" ibaresinin karşısında "EVET" yazılı olan onaylı suretini evde bakım ücreti alabilmek için kuruma verdiği, verilen raporun tarih ve sayılarının aynı olup ağır özürle kısmında daha önceden HAYIR yazılı olmasına rağmen ibraz edilen raporda EVET yazılı olması üzerine durumun fark edildiği, bu şekilde sanığın sahte rapor tanzim ettirip kamu kurumunu dolandırmaya teşebbüs ettiği iddiasıyla açılan kamu davasında, yerel mahkemece sanığın her iki suçtan mahkumiyetine dair hüküm kurulmuştur.
Temyiz incelemesi sırasında nitelikli dolandırıcılık suçu açısından “...idarenin denetim olanağını ortadan kaldırmadığı ve idare tarafından yapılan bir araştırma neticesinde belgenin gerçeği yansıtmadığının kolayca belirlendiği..” değerlendirmesiyle yerel mahkeme hükmünün oybirliği ile bozulmasına,
Sahtecilik suçu açısından dairemizin sayın çoğunluğu tarafından oy çokluğu ile onanmasına karar verilmiştir.
Sayın çoğunluğun onama kararı gerekçesinin bozma kararı gerekçesi ile çeliştiği ve yerel mahkeme hükmünün eksiklik içerdiği kanaatindeyiz.
Şöyleki, dosya arasında bulunan rapor aslı ile sahteciliğe konu raporun bizzat müzakere sırasında incelenmesinde; sahte belgenin ön yüzünde orjinalinde mevcut ve belirgin hastane logosunun yer almadığı (bu husus rapor aslını düzenleyen kurum yetkilisinin bila tarih ve ...sayılı yazısında da yazılıdır), arka kısmındaki doktor imzalarının renkli fotokopi olduğunun açıkça ve kolaylıkla anlaşılabildiği, ibraz edilen raporun idare tarafından araştırılması sonucunda sahteliğinin belirlenmesi karşısında, sahtecilik suçlarında, sahte olduğu iddia edilen belgenin aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olup, belgenin duruşmaya getirtilip incelenmesi, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, kararın gerekçesinde aldatma yeteneğinin tartışılması ve denetime imkan verecek şekilde izah edilmesi gerektiği gözetilmeden, 19/03/2013 tarihli duruşma tutanağında "suça konu belgeler unsurları ve iğfal kabiliyeti yönünden heyetçe incelendi" denildiği halde belgenin özellikleri açıklanmadan ve aldatma özelliğinin ne şekilde gerçekleştiği denetime elverişli olacak şekilde izah edilmeden ve ayrıca raporun ibraz edildiği kurumun belge yönünden mutat araştırma yükümlülüğü bulunup bulunmadığı araştırılmadan – zira yukarıda bahsedilen kurum cevap yazısında raporun mahiyeti gereği “Ulusal Özürlüler Veri Bankası” kaydında yer aldığı belirtilmiş ve bir çıktısı dosyaya gönderilmiştir.- sahtecilik suçundan yazılı şekilde eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğu, yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiği kanaatiyle sayın çoğunluğa katılmıyorum.