MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Davanın reddi

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların, olay tarihinde telefon ile iletişime geçtikleri katılana komiser ve savcı olarak tanıtıp, banka hesaplarından terör örgütüne para aktarıldığına dair yalan söyledikten sonra sözde suçluların yakalanmaları amacıyla hesabındaki paralarını, belirledikleri hesaba aktarmasını istemeleri üzerine, bu duruma aldanan katılanın, bankadaki paralarını, sanıkların hesabına havale ettiği, aktarılan paraları çeken sanıkların bu şekilde haksız menfaat temin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
5271 sayılı CMK"nın "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223. maddesinin yedinci fıkrasında; "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir" şeklinde düzenlenmenin yer aldığı ve sanıklar haklarında dolandırıcılık suçuna ilişkin aynı eylemlerinden dolayı .... Asliye Ceza Mahkemesi tarafından, 2012/891 esas, 2014/41 karar sayılı ve 16.01.2014 tarihli ilamı ile mahkumiyetlerine hükmedildiğinin anlaşılması karşısında; dolandırıcılık suçundan açılmış olan davanın reddine dair verilen hükümde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 06/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.