Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10771
Karar No: 2015/9289
Karar Tarihi: 20.10.2015

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/10771 Esas 2015/9289 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/10771 E.  ,  2015/9289 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 02/12/2014
    NUMARASI : 2012/397-2014/590

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.11.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 02.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 20.10.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. M.. Ç...ile karşı taraftan davalılar A.. E.. ve H.. Ç.. vekili Av. E.. Ş.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Davacı, tarafların murisinden kalan taşınmazlar ile işletmelerin davacı ile davalılardan A.. E.. tarafından işletilerek elde edilen gelirle 2 parseldeki 4; 1 parseldeki 6 ile 8 ve 13 parseldeki 12 numaralı bağımsız bölümler ile 1085 ve 8883 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar ile Ö.. K.. sınırlarındaki arsa, P..’nda 1.567 m2 arsa, C.. Sitesinde bağımsız bölüm A... A.Ş.’nin % 20 payı ve B... Ltd. Şti.’nin edinildiğini, edinimlerin davalı ağabey A..E.. ile davalı anne Hacer adına tescil edildiğini, bu edinimlerdeki miras paylarının devredilmesine yanaşılmadığını ileri sürerek, edinimlerin miras payı oranında adına tescilini veya bedelinin davalılar A.. E.. ile Hacer’den alınmasını istemiştir.
    Davalılar A.. E.. ve Hacer, davanın zamanaşımına uğradığını ve davacının bir hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar süresinde yanıt vermemişlerdir.
    Mahkemece, istem kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.
    İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.
    İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır.
    İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
    İnanç sözleşmesi, 5.2.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
    Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nın 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
    Yazılı delil veya “delil başlangıcı” yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m. 188) yemin (HMK m. 225 v.d.) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı Hacer arasında inanç sözleşmesini kanıtlayan 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanan biçimde yazılı bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle, taraflar arasındaki inanç sözleşmesi yazılı bir belge ile kanıtlanamamıştır. Ancak, davacı dava dilekçesinde “göstereceğimiz tüm delillere” ifadesiyle ayrıca 18.12.2012 tarihli cevaba cevap dilekçesinde “yemin” deliline dayanmıştır. Bu sebeple, mahkemece davacıya yemin teklifi hakkını kullanıp kullanmayacağı hatırlatılarak HMK’nın 228 ve devamı maddeleri gereğince işlem yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus yerine getirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Ayrıca, davacı davada davalı A.. Ç.. tarafından düzenlenen 07.01.2006 günlü yazılı belgeye dayanmıştır. Bu belgede davalının babasının vefatından belgenin düzenlendiği tarihe kadar yapmış olduğu "tüm tapulu, resmi, şirket kuruluşu, hisse senedi tüm mal mevcudiyetinde üç kız kardeşi ve annesinin hakkının bulunduğu" belirtilmektedir. Davacının dayandığı ve davalı A.. E.. tarafından düzenlenen bu belge 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda açıklanan biçimde yazılı bir delil niteliğini taşıdığından taraflar arasındaki inanç ilişkisi yazılı bir belge ile kanıtlanmıştır. Bu nedenle, murisin vefat ettiği 01.07.1994 tarihinden belgenin düzenlendiği 07.01.2006 gününe kadar davalı A.. E..’ın bu şekilde muristen devralınan ticari işletmenin faaliyetlerinden elde edilen gelirle edindiği taşınır ve taşınmazlar saptanarak miras payı oranında davacı adına tescili ve taşınırların da teslim edilmesi gerekir.
    Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi