1. Hukuk Dairesi 2014/15533 E. , 2014/19396 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi. .."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava; ecrimisil istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı kayyım dava dilekçesinde; 71 parsel sayılı taşınmazda paydaş "..."nin" payına isabet eden bölümden 62.21 m²"lik alanın haklı ve geçerli bir neden olmaksızın davalı tarafından yapılaşmak suretiyle işgal edildiğinin saptanması üzerine 04/04/2007-04/04/2012 tarihleri arasında işleyen toplam 5 yıllık süre için 9.552,00 TL. ecrimisil tahakkuk ettirildiği halde bedelin ödenmediğini ileri sürerek 9.552,00 TL.ecrimisilin dönem sonu itibariyle işleyecek kademeli yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davaya konu taşınmazda 2004 yılından buyana yapılaştığını belirterek davanın reddini, olmadığı taktirde taşınmazdaki payının gözetilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; dava konusu taşınmazda tarafların paydaş oldukları, davalının çekişmeli taşınmazda payından fazla yer kullanması nedeniyle diğer paydaşlara karşı ecrimisil sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davalının fazladan kullandığı alanın 65.22 m² olup davacının 1/2 payına isabet eden 32.61 m² üzerinden dava tarihinden itibaren geriye dönük 5 yıllık ecrimisil bedeli olarak toplam 4.860,00 TL."nin dönem sonu itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; paylı mülkiyete konu, bağ vasfındaki, 4.952 m² yüzölçümündeki 71 parsel sayılı taşınmazda, kendisine kayyım tayin edilen ..., davalı ve dava dışı kişilerin paydaş oldukları, ..." mirasçıları saptanamadığından ... Sulh 4. Hukuk Mahkemesinin 18/12/2012 tarih, 2012/1976-2250 sayılı kararı ile 3561 sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca ... Defterdarının kayyım tayin edildiği, anılan taşınmazda ..."nin 1/2, davalının ise 4/432 payının olduğu, mahkemece yapılan keşif sonucu alınan 24/10/2013 tarihli bilirkişi raporunda davalının 134 m²"lik alanda, 5 katlı bina inşaa etmek suretiyle tasarrufta bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olaya gelince; mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hâl böyle olunca, taraflar arasındaki çekişme ile ilgili olarak, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, keşfen taşınmazın zeminde kullanım durumunun tespit edilmesi, paydaşlar arasında fiili kullanma biçiminin oluşup- oluşmadığı hususunun saptanması, davacının çekişme konusu taşınmazda kullandığı veya çekişmesiz olarak kullanabileceği yer bulunup- bulunmadığının açıklığa kavuşturulması, kullandığı veya çekişmesiz olarak kullanabileceği yer olduğunun anlaşılması halinde davanın reddi; aksi halde taşınmaz üzerindeki binanın davalı tarafından yaptırıldığı, payı kayyım tarafından temsil edilen Nefise"nin zeminde 1/2 oranında paydaş olduğu ve davalının sorumluluğu gözetilerek belirlenecek ecrimisil üzerinden Nefise"nin payı oranında ecrimisile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı tarafın temyiz itirazı belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.