Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2660 Esas 2012/767 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2660
Karar No: 2012/767
Karar Tarihi: 07.02.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2660 Esas 2012/767 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı vekili, kooperatif aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine, davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin söz konusu taşınmazı bedelini peşin vermek suretiyle satın aldığını ve bu nedenle aidat borcundan sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, kooperatif yönetim kuruluna taşınmaz satımı konusunda genel kurulca verilmiş bir yetki bulunmadığı, bu nedenle davalının belirlenen aidatları ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nde bozulmuştur. Davalının peşin ödemeli ortak statüsünde olduğu, davacı kooperatif genel kurulunun 2004 yılında aldığı kararın yoklukla malul olduğu, peşin ödemeli ortakların aidat ödemelerinden sorumlu olmayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kanun maddeleri: Kooperatifler Kanunu (6102/153), Türk Borçlar Kanunu (6098/517).
23. Hukuk Dairesi         2011/2660 E.  ,  2012/767 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-
    Davacı vekili, kooperatif aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine, davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin söz konusu taşınmazı bedelini peşin vermek suretiyle satın aldığını, bu nedenle aidat borcundan sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, kooperatif yönetim kuruluna taşınmaz satımı konusunda genel kurulca verilmiş bir yetki bulunmadığı, bu nedenle davalının belirlenen aidatları ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi"nin 08.12.2009 tarihli ilamıyla, 18.02.1998 tarihli genel kurul kararı dosyaya getirtilerek taşınmaz satımı konusunda yönetim kuruluna bir yetki verilip verilmediği, yetki verilmesi yönünde bir karar alınmışsa davalının üyeliğinin bu kapsamda olup olmadığının araştırılması, bunun sonucuna göre de davalının ödemesi ile tam ödeme yapmış bir üyenin ödemeleri karşılaştırılarak, davalının durumunun sübjektif eşitlik ilkesi kapsamında değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, bilirkişiden alınan rapora göre, 08.02.1998 tarihli genel kurulda , kooperatife ait 45461 ada 1 parsel üzerindeki 4 adet daire ile bir adet dükkanın satışı konusunda yönetim kuruluna yetki verildiği, yönetim kurulunun da bu yetki doğrultusunda 29.01.2001 tarihinde söz konusu daireyi davalıya sattığı, bu durumda davalının peşin ödemeli ortak statüsünde olduğu, davacı kooperatif genel kurulunun 2004 yılında şartlı ortaklığın kaldırılarak, bu tür ortaklara aidat tahakkuk ettirilmesi yönünde aldığı kararın kazanılmış hakları bertaraf etmeye yönelik olması nedeniyle yoklukla malul olduğu, peşin ödemeli ortakların aidat ödemelerinden sorumlu olmayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava kooperatif aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    18.02.1998 tarihli genel kurulda kooperatife ait 45461 ada 1 parsel üzerindeki 4 adet daire ile bir adet dükkanın 1.500,00 TL den aşağı olmamak üzere satışı konusunda yönetim kuruluna yetki verildiği anlaşılmış ise de, bilirkişiden alınan raporda bu hususa yeterince değinilmediği gibi dava konusu dairenin bu genel kurul kararı kapsamında kalıp kalmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu durumda mahkemece tapu kayıtları getirilerek gerekirse mahallinde keşif yapılmak suretiyle dava konusu dairenin genel kurul kararında belirlenen ada ve parsel içinde kalıp kalmadığı, buna göre davacının peşin ödemeli ortak olup olmadığı belirlenip, denetime elverişli bilirkişi raporu alındıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olarak 07.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.