10. Hukuk Dairesi 2020/11914 E. , 2021/5004 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Asıl ve birleşen dava, Kurum işleminin iptali ile itirazın iptali istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, ilâmında belirtilen gerekçelerle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf avukatları tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince davacı/karşı davalının istinaf isteğinin esastan reddine, davalı/karşı davacı Kurum avukatının istinaf isteğinin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve bu suretle asıl davanın reddine; birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, tarafların, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davalı/karşı davacı Kurum tarafından yapılan yersiz aylık ödemelerinin davacı/karşı davalıdan yasal faiziyle birlikte alınması için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 02.07.2012 tarih, 6352 sayılı Kanunun 11. maddesiyle, bu fıkrada yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiştir.
6352 sayılı Kanunun 38. maddesi ile İcra ve İflas Kanununa eklenen geçici 10. maddesinde; “Bu Kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir.” hükmü öngörülmüş olup, Geçici 10. maddesindeki “takip işlemleri” ibaresinin takip talebi olarak anlaşılması gerektiği gözetilerek, 6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatının asgari yüzde kırk, 6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılan itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatının asgari yüzde yirmi olarak uygulanması gerekmektedir.
İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, asıl alacak niteliğindeki davacı/karşı davalıya bağlanan aylıkların takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit, dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, takibe haksız itiraz eden davacı/karşı davalının, takip tarihinin 05.07.2012 tarihi sonrası olması nedeniyle, davalı/karşı davacı alacaklı Kurum yararına alacak tutarının %20’si oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu anılan istemin reddi yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Hükmün 10. fıkrasında yer alan “Uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden ve alacak likid olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine, “Takip tutarı üzerinden %20 oranına göre hesaplanan icra inkâr tazminatının davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacı Kuruma verilmesine,” sözcüklerinin yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı-karşı davalıya iadesine, 08/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.