
Esas No: 2011/4858
Karar No: 2012/762
Karar Tarihi: 07.02.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4858 Esas 2012/762 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki muarazanın men"i, tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı yargı yolu sebebiyle dava dilekçesinin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ve Bakanlığın isteği üzerine ..."nin yasalara aykırı olarak kooperatifin anasözleşmesinin Anayasaya aykırı olarak değiştirme talebi ile genel kurula doğrudan müdahale ederek gündem maddesi ekletme isteğinde bulunduğunu ileri sürerek, Tarım Bakanlığının böyle bir yetkisinin bulunmadığının tespiti ile muarazanın giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın yargı yolu yönünden reddi gerektiğini, ortada muaraza bulunmadığını, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 86/2 ve 90. maddelerine göre Ticaret Bakanlığının kooperatif iş ve işlemlerinin denetleme yetki ve sorumluluğunun bulunduğunu, kooperatiflerin denetim sonucuna göre Ticaret Bakanlığınca verilecek talimata uymak zorunda olduklarını, denetimi yaptıran ve denetim raporunda belirtilen talimatların uygulanmasını isteyen Bakanlık olduğundan davanın ... yönünden husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, Kooperatifler Kanunu"nun 86 ve 90 maddelerinin idareye kooperatifin anasözleşmesini değiştirme yetkisi verip vermediği ve bu yetkinin yasa ve mevzuata uygun kullanıp kullanılmadığı hususunun, İdari Yargı yerinde tartışılması ve değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava muarazanın men"i ve tespit istemine ilişkindir.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı"nca, ... Şeker Fabrikası A.Ş "nin uğramış olduğu zararların doğrudan şirket ortaklarını, özellikle de ... Pancar Ekicileri Kooperatifini etkilediği gerçeği gözönünde bulundurulduğunda, şirketin uğramış olduğu zararlara ilişkin tespitlerin yapılacak ilk genel kurul toplantısının gündemine alınarak ortakların bilgisine sunulması, alınacak karar doğrultusunda hareket edilmesi ve kooperatifin anasözleşmesinin 34. maddesine göre seçimlerin gizli oylama ve açık tasnif usulü ile yapılması hususunda değişikliğe gidilmesinin uygun olacağı ve istenen hususların yerine getirilmesinin istenildiği anlaşılmıştır.
Davacı Kooperatif hakkında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerinin uygulanacağı ve bu kooperatifin özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğu kuşkusuzdur. Anasözleşmenin 88. maddesindeki 1163 sayılı Yasaya ve TTK. Hükümlerine yapılan atıf
dahi bunu doğrulamaktadır. Davalı idarenin yukarıda belirtilen işlemleri yapma yetkisinin bulunup bulunmadığı ve bu işlemlerin yasal dayanağının olup olmadığı da yine 1163 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenecektir. Bu itibarla, olayda özel hukuk kuralları ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun uygulanması söz konusu olup, bu kanunlardan doğan uyuşmazlıkların çözümü de, adli mahkemelere aittir. Bu durum karşısında mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.