1. Hukuk Dairesi 2014/2341 E. , 2014/19355 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVALILAR : ... VD.
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, davaya konu taşınmazların davalılar tarafından bizzat veya kiraya verilmek suretiyle haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek ecrimisil istemiyle eldeki davayı açmış, yargılama sırasında davalılar... hakkındaki davasından feragat etmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3418 parsel sayılı taşınmazdaki F Blok 3 ve 4, G Blok 4, H Blok 9 ve 10, İ Blok 5 ve 7, 653 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 6 ve 22 ile 652 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 12 nolu bağımsız bölümlerin tarafların murisi .... adına tapuda kayıtlı oldukları anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalılar ... ve ... hakkında açılan davadan feragat edildiği belirlenmek suretiyle bu davalılar hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olaya yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde bakıldığında; davacı 21.01.2012 tarihli dilekçesinde davaya konu bağımsız bölümlerin hangi davalılar tarafından kimlere kiraya verildiğini veya kullandırıldığını açıklamıştır.
Öte yandan, kural olarak men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler ise de; dava konusu taşınmazların hukuki semere elde edilen yerlerden olması nedeniyle intifadan men koşulunun gerçekleşmesine gerek olmadığı gibi tarafların murisi ...."ın 21.10.2009 tarihinde ölmesiyle TMK"nin 599. .maddesi gereğince davacının taşınmazda mülkiyet hakkı sahibi olduğu ve davalılar taşınmazları murislerinin (babalarının) izni ile kullandıklarından, murisin ölüm tarihine kadar olan dönem için ecrimisil istenemeyeceği ancak, murisin ölüm tarihinden sonraki dönem için belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği de açıktır.
Öyle ise, davalıların kiraya vermek suretiyle gelir elde ettikleri taşınmazlar yönünden intifadan men koşulunun gerçekleşmesine gerek olmadığından belirlenecek ecrimisilin davacının payı oranında hüküm altına alınması; davalıların kendi tasarruflarında bulunan taşınmazlar yönünden ise, intifadan men koşulunun oluşup oluşmadığının araştırılması gerekirken, anılan hususların göz ardı edilerek, davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri delillerinin toplanması, mahallinde keşif yapılarak işin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi