11. Hukuk Dairesi 2014/18688 E. , 2015/294 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada........ Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/02/2014 tarih ve 2012/322-2014/143 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi......... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından 16/10/1998 tarihli kredi sözleşmesiyle davalılardan....."a kredi kullandırıldığını, diğer davalının sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini ileri sürerek; asıl alacak, işlemiş faiz ve ferileri ile birlikte 68.071,92 TL alacağın temerrrüt faizi ve...."si ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı..... vekili, asıl borçlu olarak gösterilen....."ın davacı bankadan hiçbir zaman kredi kullanmadığını, davacı bankanın asıl borçluya kredi kullandırmamış olması nedeni ile kefillerin sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı....., davaya cevaplarını bildirmemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, dava dışı şirketin davacı bankadan kendi adına aldığı kredileri çalışanları adına almış gibi gösterip kredi sözleşmelerinde başka bir çalışana da kefil olarak yer verdiği, banka görevlilerinin alınan krediler ödenmediği halde ödenmiş gibi işlem yapmaları sebebiyle yargılanarak zimmet suçundan mahkum oldukları, bu suretle krediyi kullandığı iddia edilen davalı ile ona kefil olduğu iddia edilen diğer davalının ödeme sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda anılan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, dosyada bulunan asıl borçlusu....., müteselsil borçlu ve kefili ..... olan 16/10/1998 tarihli kredili mevduat hesap sözleşmesi uyarınca 2.500,00 TL kredili mevduat hesabı açıldığı ve 16/10/1998 tarihli kasa tediye fişi ile..... tarafından 2.484,20 TL"nin çekildiği görüldüğünden, mahkemece, dava konusu kredi tutarının, davalılara değil, davacı banka çalışanları tarafından usulsüz olarak....... ve ......."ne kullandırdıklarının sabit olduğu sonucuna nasıl ulaşıldığı anlaşılamamıştır. Zira, mahkemece, davaya konu sözleşmeler ve üzerinde imza bulunan diğer kredi evrakları herhangi bir incelemeye tabi tutulmamış, dava konusu kredi sözleşmesinin davalılar tarafından imzalanıp imzalanmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu itibarla, mahkemece davalıların isticvap edilmesinden sonra, gerekirse özellikle dava konusu kredi sözleşmesindeki imzalar ile tediye fişindeki imzalar incelenip, bu kredi sözleşmesinin ceza dosyasında incelenen kredi sözleşmelerinden olup olmadığının ve bu olayın da ceza yargılamasına konu olan usulsüz işlemlerden olup olmadığının tespitinin ardından oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 14/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.