10. Hukuk Dairesi 2020/1303 E. , 2021/3320 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ... Tur. ve Tic. A.Ş. ile feri müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı işveren ve fer"i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının, davalı işverenlikte 01.04.1992 – 01.11.1995 tarihleri arasında sürekli ve kesintisiz çalışmasına rağmen, Kuruma eksik bildirilen çalışmalarının tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili; mahkemece re"sen gerekli araştırmaların yapılarak Kurumun fer"i müdahil sıfatıyla davada yer alıp yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı da gözetilerek davanın reddine karar verilmesini,
Davalı işveren vekili, hak düşürücü süre, yetki, husumet, hukuki yarar ve zamanaşımı itirazlarıyla birlikte, 506 sayılı Kanunun 3/II-D maddesinde el halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar hakkında yalnız iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kollarının uygulanabileceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davacının bir kısım çalışmalarının tüm sigorta kollarına tabi olarak Kuruma bildirildiği, bu hizmetlerin kurumca itirazsız olarak kabul gördüğü, bu konunun taraflar arasında ihtilafsız olduğu, 506 sayılı Yasanın 3/II-D hükmünde yapılan değişiklik öncesinde de davacının işyerinde geçen hizmeti gerek Kurum ve gerekse işveren tarafından hizmet akdi kapsamında tüm sigorta kollarına tabi olarak ihtilafsız kabul edildiği, davacının tüm sigorta kollarına tabi olarak kesintisiz çalışmasına rağmen hizmetlerinin kuruma eksik bildirildiği gerekçesiyle;
“Davanın kabulü ile ;
... sigorta sicil numaralı davacı ... ’in davalı işveren uhdesinde birleşen işyerine ait ... sicil numaralı işyerinde 01.04.1992 tarihiyle hizmet akdine istinaden tüm sigorta kollarına tabi olarak işe başladığı ve 01.11.1995 tarihine kadar toplam 1291 gün çalıştığı, 432 gününün Kuruma bildirimi yapıldığı, 859 gününün ise bildirimi yapılmadığının tespitine, bildirimi yapılmayan günlerde o günlerin asgari ücretini aldığının tespitine” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Yargıtay"dan geçerek kesinleşen İzmir 5. İş Mahkemesi"nin 2010/953 Esas ve 2011/257 Karar sayılı kararı gözetilerek yapılan yargılama sonucunda, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, 506 sayılı Yasa"nın 3/II-D hükmünde yapılan değişiklik öncesinde de davacının işyerinde geçen hizmeti gerek Kurum ve gerekse işveren tarafından hizmet akdi kapsamında tüm sigorta kollarına tabi olarak ihtilafsız kabul edilmekle, davalıya ait işyerinden kısmi bildirimlerin bulunduğu 01.04.1992 – 01.11.1995 tarihleri arasında kesintisiz ve sürekli çalıştığını tespit ederek davayı kabul eden mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçeleriyle;
“İzmir 9. İş Mahkemesi"nin 24.09.2018 tarih, 2016/436 Esas ve 2018/371 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekili ile fer"i müdahil SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Fer"i Müdahil Kurum vekili, gerekli kanıtların toplanmadan, eksik inceleme, çelişkili tanık beyanları ve eksik bilirkişi raporu hükme esas alınarak, dava tam olarak ispatlanmadan karar verildiği gerekçeleriyle,
Davalı işveren vekili, sundukları deliller ve istinaf sebeplerinin Bölge Adliye Mahkemesince incelenmediği, tartışılmadığı, emsal kararların dikkate alınmadığı, afaki tanık beyanları ve işçi lehine yorum ilkesiyle kendilerine sorumluluk yüklendiği, 506 sayılı Kanunun 3/II-D maddesinde el halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar hakkında yalnız iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kollarının uygulanabileceğini, tanıkların uyuşmazlığa konu dönemi kapsayacak şekilde çalışmalarının bulunmadığı, bir takım tanıkların davalı işverenle husumetli oldukları, bir kısım tanıkların ise iddiaları doğrulamadığı, bilirkişi raporunun yetersiz olup bilirkişinin halı dokuma işiyle ilgili bilgisinin olmadığı ve buna göre hesaplama yapmadığı gerekçeleriyle ve usule ilişkin itirazlarını tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Davacının, davalı işverene ait halı atölyesinde el halısı dokuma işinde çalıştığı, uzun vade sigorta kollarına tabi kısmi bildirimlerinin olduğu, dinlenen tanıkların da çalışmayı doğruladıkları iddia ve tanık beyanlarıyla sabittir.
Davanın Yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 3. maddesinin II numaralı fıkrasına, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun 1. maddesiyle eklenen (D) bendinde “El halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar hakkında yalnız iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kolları uygulanır. Ancak bunlar istekleri halinde malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta kolları bakımından 85 inci madde hükmüne göre isteğe bağlı sigortalı olabilirler.” düzenlemesine yer verilmiş, sonrasında 06.08.2003 günü yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanunun 57. maddesiyle söz konusu bent ilga edilmiş olup yürürlükten kaldırmaya yönelik yasama işleminin geriye yürütüleceğine ilişkin herhangi bir Yasal düzenleme bulunmadığından, şu durumda 09.07.1987 – 05.08.2003 (dahil) dönemi bakımından bentte yazılı nitelikteki hizmetin 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince uzun vadeli sigorta kollarına tabi zorunlu sigortalılık olarak değerlendirilemeyeceği açıktır.
Yukarıdaki Yasal düzenleme karşısında; 09.07.1987 – 05.08.2003 arası dönemde anılan Kanun kapsamında malûllük, yaşlılık ve ölüm sigorta kolları bakımından 85. madde gereğince isteğe bağlı sigortalılık başvurusu bulunmayan davacının, işverene bağlı olarak yerine getirdiği faaliyetin “el halıcılığı dokuma işi” niteliğinde olup olmadığı belirlendikten sonra, yapılan işin el halıcılığı kapsamında olduğunun anlaşılması halinde davanın reddine, aksi halde elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
O halde, davalı işveren ve feri müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ... Tur. ve Tic. A.Ş."ye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.