Esas No: 2019/2883
Karar No: 2020/2744
Karar Tarihi: 26.11.2020
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/2883 Esas 2020/2744 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2883
Karar No : 2020/2744
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. ...
DİĞER DAVALI : … Bakanlığı- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 17/04/2019 tarih ve E:2016/1113, K:2019/2129 sayılı kararının, vekalet ücreti yönünden, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Okul Müdürü olarak görev yapan davacının, yöneticilik görevinin sona erdirilmesine ilişkin işlem ile hakkında düzenlenen Değerlendirme Formu uyarınca 63,56 puan verilerek başarısız sayılmasına ve görev süresinin uzatılmamasına dair işlemin, 10/06/2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin ekinde bulunan EK-1 "Görev Süreleri Uzatılacak Eğitim Kurumu Müdürleri İçin Değerlendirme Formu"nun "Açıklama" başlıklı kısmının 3. maddesinde yer alan "altı ay çalışmış olma şartının" ilçe milli eğitim müdürü ve şube müdürleri yönünden aranmamasına ilişkin eksik düzenlemenin iptali ve anılan işlemlerin dayanağı olan 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 37. maddesinin 6528 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik 8. fıkrası ile aynı KHK'ya 6528 sayılı Kanun'un 25. maddesiyle eklenen Geçici 10. maddenin 8. fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 17/04/2019 tarih ve E:2016/1113, K:2019/2129 sayılı kararıyla; davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası yerinde görülmeyerek;
10/06/2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin ekinde bulunan EK-1 "Görev Süreleri Uzatılacak Eğitim Kurumu Müdürleri İçin Değerlendirme Formu"nun "Açıklama" başlıklı kısmının 3. maddesinde yer alan "altı ay çalışmış olma şartının" ilçe milli eğitim müdürü ve şube müdürleri yönünden aranmamasına ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemi yönünden;
10/06/2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan -ve dava konusu olan- Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin, 06/10/2015 tarih ve 29494 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine Dair Yönetmeliğin 35. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığı, karar tarihi itibarıyla mevcut olmayan Yönetmelik hükmünün iptali istemiyle açılan davanın bu yönden konusuz kaldığı,
Ancak, dava konusu bireysel işlemin, tesis edildiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre irdeleneceği, bireysel işlemin tüm hukuki sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılmadığı sürece, anılan işlemin dayanağı olan düzenleyici işlemin sonradan yürürlükten kaldırılmasının, söz konusu bireysel işlemle ilgili olarak açılan davanın sonuçlanmasına engel oluşturmayacağı,
Okul Müdürü olarak görev yapan davacının, yöneticilik görevinin sona erdirilmesine ilişkin işlemin iptali istemi yönünden;
652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 37. maddesinin (Millî Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 01/03/2014 tarih ve 6528 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değişik) 8. fıkrasında; "Okul ve Kurum Müdürleri, İl Millî Eğitim Müdürünün teklifi üzerine, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcıları ise Okul veya Kurum Müdürünün inhası ve İl Millî Eğitim Müdürünün teklifi üzerine Vali tarafından dört yıllığına görevlendirilir. Bu görevlendirmelerin süre tamamlanmadan sonlandırılması, süresi dolanların yeniden görevlendirilmesi ile bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Bu fıkra kapsamındaki görevlendirmeler özlük hakları, atama ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmaz." kuralına; yine 652 sayılı KHK'nın (6528 sayılı Kanun'un 25. maddesiyle eklenen) Geçici 10. maddesinin 8. fıkrasında ise; "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla halen Okul ve Kurum Müdürü, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcısı olarak görev yapanlardan görev süresi dört yıl ve daha fazla olanların görevi, 2013-2014 ders yılının bitimi itibarıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın sona erer. Görev süreleri dört yıldan daha az olanların görevi ise bu sürenin tamamlanmasını takip eden ilk ders yılının bitimi itibarıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın sona erer." kuralına yer verildiği,
Dava konusu bireysel işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan ve 10/06/2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin Geçici 1. maddesiyle; 652 sayılı KHK'ya, 6528 sayılı Kanun'un 25. maddesi ile eklenen Geçici 10. maddenin 8. fıkrasına uygun benzer nitelikte bir düzenlemeye yer verilerek; aynı unvanda olmak üzere, 14/03/2014 tarihi itibarıyla görev süreleri dört yıl ve daha fazla olan yöneticilerin görevinin, 2013-2014 ders yılının bitimi tarihinde başka bir işleme gerek kalmaksızın sona ereceği, görev süreleri 14/03/2014 tarihi itibarıyla dört yıldan daha az olan yöneticilerin görevinin ise, dört yıllık sürenin tamamlanmasını takip eden ilk ders yılının bitimi itibarıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın sona ereceğinin belirtildiği,
Diğer taraftan, Anayasa Mahkemesinin (24/07/2015 tarih ve 29424 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan) 13/07/2015 tarih ve E:2014/88, K:2015/68 sayılı kararıyla, 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 37. maddesinin 6528 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik 8. fıkrası ile aynı KHK'ya 6528 sayılı Kanun'un 25. maddesiyle eklenen Geçici 10. maddenin 8. fıkrasının, Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar verildiği,
Bu durumda, 652 sayılı KHK'nın Geçici 10. maddesinin 8. fıkrası ile; okul ve kurum müdürü, müdür başyardımcısı ve yardımcısı olarak görev yapanlardan görev süresi dört yıl ve daha fazla olanların görevinin, 2013-2014 ders yılının bitimi itibarıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın sona ereceğinin düzenlenmiş olması ve anılan hükmün iptali istemiyle açılan davanın Anayasa Mahkemesince reddedilmesi hususu dikkate alındığında; dört yıldan fazla bir süredir okul müdürlüğü görevini yürüten davacının, yöneticilik (okul müdürlüğü) görevinin sona erdirilmesine ilişkin dava konusu bireysel işlemde işlem tarihi itibarıyla mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı,
Okul Müdürü olarak görev yapan davacının, hakkında düzenlenen Değerlendirme Formu uyarınca 63,56 puan verilerek başarısız sayılmasına ve görev süresinin uzatılmamasına dair işlemin iptali istemi yönünden;
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde; "Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması", aynı fıkranın (i) bendinde ise "Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması" hükmüne yer verilmek suretiyle "derdestlik" ve "kesin hüküm"ün doğrudan dava açma şartları arasında sayıldığı, Kanun'un 115. maddesinde ise, mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davayı usulden reddedeceği'nin kurala bağlandığı; 303. maddesinin, 1. fıkrasında ise, "Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir." hükmüne yer verildiği,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda; "derdestlik" ve "kesin hüküm" müesseselerinin düzenlenmediği ve Kanun'un 31. maddesinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve onun yerine çıkarılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış olmakla birlikte, tarafları ve konusu aynı olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının ve görülmekte olduğunun saptanması halinde, usul hukukunun temel kavramlarından olan derdestlik müessesesinin temelinde yatan, ilk davanın aynısı olan ikinci davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı olgusundan hareketle, ikinci davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine; bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükme karşın tarafları, konusu ve sebepleri aynı olan ikinci bir dava açılmış olması durumunda ise bu davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesinin gerektiği,
Bu meyanda; davacı tarafından, söz konusu işlemin iptali istemiyle İdare Mahkemesinde açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, "Görev Süreleri Uzatılacak Eğitim Kurumu Müdürleri İçin Değerlendirme Formu" gereğince yapılan değerlendirme sonucunda davacının 63,56 puan ile başarısız sayılmasına ve bu sebeple görev süresinin uzatılmamasına ilişkin işlemin iptal edildiği, bu kararın … Bölge İdare Mahkemesi ... Kurulunun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla onandığı, belirtilen karara karşı karar düzeltme talebinin de, … Bölge İdare Mahkemesi ... Kurulunun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddine karar verildiğinin tespit edildiği, aynı işlemle ilgili iptal isteminin incelenmesine kesin hüküm nedeniyle olanak bulunmadığı gerekçesiyle,
10/06/2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin ekinde bulunan EK-1 "Görev Süreleri Uzatılacak Eğitim Kurumu Müdürleri İçin Değerlendirme Formu"nun "Açıklama" başlıklı kısmının 3. maddesinde yer alan "altı ay çalışmış olma şartının" ilçe milli eğitim müdürü ve şube müdürleri yönünden aranmamasına ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Okul Müdürü olarak görev yapan davacının, yöneticilik görevinin sona erdirilmesine ilişkin işlem yönünden davanın reddine, Okul Müdürü olarak görev yapan davacının, hakkında düzenlenen Değerlendirme Formu uyarınca 63,56 puan verilerek başarısız sayılmasına ve görev süresinin uzatılmamasına dair işlem yönünden kesin hüküm nedeniyle davanın incelenmeksizin reddine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.475,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere, 2.475,00-TL vekalet ücretinin ise davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarelerden Ankara Valiliği tarafından, hukuk dünyasında var olmayan bir Yönetmelik hükmünün iptalinin istenmesinde hukuki yarar bulunmadığından, karar verilmesine yer olmadığı kararı ile davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, karar bu yönüyle kabul edilse bile, Valiliklerinin Yönetmelik düzenlemesi yapmaya yetkisi olmadığından, Valilikler aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulüyle, Daire kararının davalı idareler aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının davalı Ankara Valiliği yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kararlarda bulunacak hususlar" başlıklı 24. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, kararlarda, yargılama giderlerinin hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği hüküm altına alınmış; aynı Kanun'un 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollamada bulunduğu 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde; vekâlet ücretine yargılama giderleri arasında yer verilmiş ve 326. maddesinde; Kanun'da yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemenin, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştıracağı belirtildikten sonra, 331. maddesinde; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder düzenlemesine yer verilmiş; böylece, kural olarak, yargılama giderlerinin davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi esası benimsenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyize konu Daire kararında, 10/06/2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin ekinde bulunan EK-1 "Görev Süreleri Uzatılacak Eğitim Kurumu Müdürleri İçin Değerlendirme Formu"nun "Açıklama" başlıklı kısmının 3. maddesinde yer alan "altı ay çalışmış olma şartının" ilçe milli eğitim müdürü ve şube müdürleri yönünden aranmamasına ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemine yönelik olarak, 10/06/2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan -ve dava konusu olan- Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin, 06/10/2015 tarih ve 29494 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine Dair Yönetmeliğin 35. maddesiyle yürürlükten kaldırılması sebebiyle bu kısım hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, anılan kısma bağlı olarak davalı idareler aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, davalı idarelerden Ankara Valiliğinin Yönetmelik çıkarma konusunda yetkisi bulunmadığından, bu kısımla ilgili olarak aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, karar verilmesine yer olmadığı yönündeki karara bağlı olarak takdir edilecek vekalet ücretinden dava konusu Yönetmeliği düzenleyen ve yürürlüğe girmesini temin eden davalı idarelerden Milli Eğitim Bakanlığının sorumlu olması gerektiği açıktır.
Bu itibarla, temyize konu Daire kararında düzenleyici işleme bağlı olarak davalı Ankara Valiliği aleyhine vekalet ücretine takdir edilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerden Ankara Valiliğinin temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava hakkında kısmen karar verilmesine yer olmadığı, kısmen davanın incelenmeksizin reddi, kısmen reddi ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen …-TL vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin 17/04/2019 tarih ve E:2016/1113, K:2019/2129 sayılı kararının, temyize konu davalı idareler aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının davalı idarelerden Ankara Valiliği yönünden BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 26/11/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kararlarda bulunacak hususlar" başlıklı 24. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde, kararlarda, yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği hüküm altına alınmış; aynı Kanun'un 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollamada bulunduğu 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde; vekâlet ücretine yargılama giderleri arasında yer verilmiş ve 326. maddesinde; Kanun'da yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemenin, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştıracağı belirtildikten sonra, 331. maddesinde; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de, temyiz incelemesi sonunda, Danıştayın; kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik ve yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda anılan Kanun maddelerinin değerlendirilmesinden, temyize konu kararın hüküm fıkrasındaki, davalı idareler aleyhine takdir edilen avukatlık ücreti kısmının, Yönetmelik çıkarma yetkisi bulunmayan davalı Ankara Valiliği aleyhine takdir edilen vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanması yoluna gidilebileceği sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle; Daire kararının avukatlık ücretine ilişkin kısmının davalı idarelerden Ankara Valiliği yönünden düzeltilerek onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.
KARŞI OY
XX- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay İkinci Dairesince verilen kararın temyize konu vekalet ücretine yönelik kısmının usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.