19. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/10420 Karar No: 2014/7895 Karar Tarihi: 24.04.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/10420 Esas 2014/7895 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2013/10420 E. , 2014/7895 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 14/03/2013 NUMARASI : 2012/365-2013/94
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil E.. K.. ile vek. Av. M.. Ç.. ve vek. Av. H. Ç. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan asil ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili; müvekkilinin işe girerken davalının talebi üzerine teminat olarak boş senet imzalayıp verdiğini, boş kısımların sonradan doldurularak icra takibine konulduğunu belirterek takip konusu senet nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında verdiği ıslah dilekçesi ile, davalının teminat olarak müvekkilinden aldığı senedi imha ettiğini, imzayı taklit ederek farklı bir bono düzenleyip takibe koyduğunu belirterek müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacının 150.000 TL bedelli, 01.10.2007 ödeme tarihli senetteki imzayı bu güne kadar incelememiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, yapılan icra takibinde taşınmazların satış aşamasına gelinceye kadar imzaya veya borca itirazda bulunulmadığı, İİK"nun 60/3. maddesi uyarınca takip dayanağı senetteki imzaya 7 gün içinde itiraz edilmemiş ise imzanın borçludan sadır olmuş sayılacağı, davanın tamamen ıslahı mümkün ise de, HMK"nun 182. maddesine göre ıslahın davayı uzatmak veya karşı tarafı rahatsız etmek gibi kötü niyetli düşüncelerle yapıldığı deliller veya belirtiler ile anlaşılırsa ıslah dikkate alınmadan karar verileceği, dosyaya sunulan delillere göre davacının ıslah talebinin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK.nun 72. maddesi hükmü gereğince borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davası birbiri ile çelişmemek kaydıyla birçok sebebe dayalı olarak açılabilir. Somut olaya gelince, davacı iş bu davasında, dava dilekçesinde kesinleşen takibe konu bononun işe girilmesi sırasında verilen bono olduğunu, bir başka deyişle bedelsiz olduğu iddiasına dayanmıştır. Davacı vekili vermiş olduğu 30.01.2013 tarihli ıslah dilekçesinde ise takip ve dava konusu bono aslının yeni görüldüğünü, daha önce görülmüş olan bono suretleri üzerindeki imzanın müvekkilinin imzasına benzediğini, işe girilirken verilen bono olduğu düşünülerek imzaya itiraz edilmediğini bildirerek davasını imza inkarına dayalı olarak ıslah etmiştir. Yapılan bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere, ıslah tam ıslahtır. Bu durumda mahkemece davacı yanın ıslah dilekçesi üzerinde yeterince durulup bu yönde inceleme ve araştırma yapılması gerekirken, ıslahın davanın uzatılmasına yönelik bir talep olarak değerlendirilmesi doğru olmadığı gibi, imzaya 7 gün içinde itiraz edilmediği gerekçesiyle de menfi tespit davasının reddinde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1.100,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.