Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/2, 62, 53/6, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın idaresindeki 26 yolcu kapasitesine sahip 1993 model otobüsü bir yıldır kullanmakta olduğu, olay günü 5 metre genişliğindeki yolda 30 yolcusu ile seyrederken beyanına göre aracının direksiyonunun aniden boşalması üzerine aracın yolun sol kısmından yol dışı kalıp sağ tarafına devrilerek yaklaşık 26 metre sürüklenmesi sonucu 2 kişinin ölümü 25 yolcunun da yaralanması ile sonuçlanan olayda, mahkemece bozma ilamına uyularak ve İstanbul Teknik Üniversitesi Makine bölümü öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda aracın devrilme şekli de dikkate alındığında kazanın büyük ihtimalle rot kolunun yuvasından çıkması neticesinde direksiyon hakimiyetinin kaybolması ile meydana geldiği rot kolu yuvasında boşluk oluşmaya başladığında direksiyonda da kısmi boşluk olacağı, ayrıca direksiyon sisteminden tıkırtı sesleri geleceği sürücülerin ve özellikle insan taşıyan ve bozuk yollarda seyreden sürücülerin bu direksiyon boşluğuna ve tıkırtılı seslere kesinlikle dikkat etmeleri gerektiğine, bu belirtiler oluştuğunda sürücülerin bakım ve muayene tarihini beklemeden aracın servise götürmesi gerektiği, dosya kapsamından aracın bakım ve muayenesinin ne zaman yapıldığının da anlaşılamaması karşısında, meydana gelen kazada sanığın asıl kusurlu olduğunun kabulü ile olayın meydana geliş şekli, ölü ve yaralı sayısı ve tüm dosya kapsamı gözetilerek TCK"nın 85/2. maddesi gereğince alt sınırdan daha fazla ayrılarak makul bir cezaya hükmedilmesi yerine tali kusurlu olduğunun kabulü ile alt sınırdan çok az uzaklaşılarak ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, mahkemece olayın vahamet arz eden sonucu, suçun işleniş şekli gözetilerek tayin edilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine yer olmadığına ilişkin takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine de iştirak edilmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin ceza miktarına ve kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 21.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.