Esas No: 2022/2052
Karar No: 2022/4186
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/2052 Esas 2022/4186 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2022/2052 E. , 2022/4186 K."İçtihat Metni"
İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtiraz Edilen Karar : Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 06.10.2015 tarihli, 2013/15031 Esas ve 2015/29490 Karar sayılı "düzeltilerek onama" kararı
İtiraz ile İlgili Mahkeme Kararı : Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.09.2011 tarihli, 2010/542 Esas ve 2011/594 Karar sayılı kararı
İtiraza Konu Olan Sanık : ...
Suç : Özel belgede sahtecilik
Sanık ...'in kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine ilişkin Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.09.2011 tarihli, 2010/542 Esas ve 2011/594 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 06.10.2015 tarihli, 2013/15031 Esas ve 2015/29490 Karar sayılı "düzeltilerek onama" kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.02.2022 tarih ve KD - 2022/11311 sayılı yazısı ile "özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onanması" yönünden itiraz yasa yoluna başvurulması üzerine, sanık lehine itirazda süre aranmayacağı da gözetilerek, Dairemize gönderilen dava dosyası ve ekleri yeniden incelenerek gereği görüşüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanun'un 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK'nin 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onanmasına yönelik İTİRAZIN KABULÜNE,
Yargıtay 15. Ceza Dairesince verilen 06.10.2015 tarihli, 2013/15031 Esas ve 2015/29490 Karar sayılı "düzeltilerek onama" kararının, özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onanmasına ilişkin kısmının KALDIRILMASINA karar verilerek yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21/06/2011 tarihli, 2011/6-94 Esas ve 2011/133 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, sanığın 14/02/2009 tarihli eylemine ilişkin 06.10.2015 tarihli mahkûmiyet hükmünün “onanmasına” dair 15. Ceza Dairesinin 2013/15031 Esas ve 2015/29490 Karar sayılı ilamının karar tarihi olan 06.10.2015 tarihinden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.02.2022 tarih ve 2022/11311 sayılı itirazı üzerine, Dairemizce sanık hakkındaki mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verildiği tarihe kadar dava zamanaşımının durduğu ve temyiz inceleme tarihinde zamanaşımının dolmadığı belirlenerek inceleme yapılmıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1) Suç tarihinden önce 10.11.2008 tarih ve 27050 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanun’un 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan, aynı Kanun’un 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri ile TCK'nin 7. maddesi karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak, sanığa usulüne uygun şekilde ön ödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, “özel belgede sahtecilik” suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
2) Sanığın eylemine uyan "5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na aykırılık” suçunda; ön ödemenin gerçekleşmemesi halinde hükümden sonra, 16.03.2021 tarih ve 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3) Kabule göre de;
a-Suça konu belge aslının akıbeti hakkında herhangi bir karar verilmemesi,
b-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin, suça konu abonelik sözleşmesinin düzenlendiği "14.02.2009" yerine "2009" olarak yazılması yasaya aykırı,
c-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre, sanık hakkında itiraza konu "özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne" ilişkin İNFAZIN DURDURULMASINA, başka suçtan tutuklu ve hükümlü değilse derhal salıverilmesi için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı'na müzekkere yazılmasına 14.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.